petshop
kurtköy escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu 2023 deneme bonusu veren siteler

Anasayfa Yazarlar Turan TOK Yazı Detayı Bu yazı 1608+ kez okundu.
Turan TOK
Köşe Yazarı
Turan TOK
 

TARİH REHBERLİĞİNDE MUSTAFA KEMAL VE DİĞERLERİ

  Yıl 1924; Atatürk’ün emriyle “Türkiyat Enstitüsü” kurulur. Ord.Prof.Dr.Fuat Köprülü Atatürk’e Enstitünün ambleminin nasıl olması gerektiğini sorar.Atatürk: “Fuat Bey! Karlı Tanrı dağlarının önünde meşale tutan bir BOZKURT olsun, bu meşale genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ilminin ifadesi olsun. ERGENEKON’dan çıkışımızda kılavuz olan BOZ KURT, Türklüğün Anadolu Topraklarındaki yeni devletinin kuruluşunu ifade etsin.” der. Sembol, o şekilde hazırlanır. 5 Aralık 1927 tarihinde tedavüle çıkarılan 5-10 liralar, posta pulları, Bozkurt heykeller, amblemler, armalar ve logolarda kullanılır. 1935 yılında Tekel fabrikasınca üretilen sigaraların adı ve amblemi BOZKURT olmuştur. Kıbrıs sorun olmaya başlayınca 1958 yılında devletin bilgisi dahilinde (TMT) Türk Mukavemet Teşkilatı kurulur. Amblemi Bozkurt olur. 1974’te yapılan Atılar, Muratağa ve Sandallar köyü katliamları B. Milletler yetkilileri tarafından araştırılır. Çürümüş cesetlerin kemerlerindeki Bozkurt ambleminden Türk olduklarına karar verilir. Atatürk’ten sonra Atatürkçü geçinen veya Atatürk’ten geçinenlerin tümü “ERGENEKON” denilince ürkmüş “BOZKURT” deyince korkmuş ve telaşa düşmüşlerdir. Atatürk’ün kurduğu partide siyaset yapan politikacılar bile “BOZKURT” u görünce çılgına dönmüş BOZKURT’lara faşist, ırkçı, kafatasçı yaftasını yapıştırmış ve yakıştırmışlardır. Bugün, “ERGENEKON” genç dimağlara vatan ve millet düşmanlığının adresi gibi sunuluyor. Birçok milletperver ve milliyetperver bu isimle Ergenekoncu diye Silivri zindanlarına sevkediliyor. PKK’ya dağlarda kan kusturanlara Silivri’de kan kusturuluyor… Askeri darbelerle Mamaklarda işkencelere tabi tutulanlar yerine bugün sivil iktidar tarafından Silivri’de gazetecisinden yazarına, askerinden vatandaşına üstün insanlık dersleri veriliyor! Örnek adalet tabloları sergilenerek dünyaya servisler yapılıyor. Dün; M. Kemal Sovyet Rusya’nın kanlı işgali öncesi Ankara Cebeci’de B.M’deki bütün milletvekillerinin katılımı ve büyük bir kalabalık huzurunda dualar, tekbirler, sevinç sedaları ve sevinç gözyaşları arasında, Atatürk kendi eliyle, sefaret binasına Türk Azerbaycan’ın bayrağını çekiyor. Bugün; Ermenistan Türkiye maçında, soykırım yapan Ermeni’ye jest yapılıyor, kardeş ülke Azerbaycan bayrakları toplatılıp çöp bidonuna atılıyor. Dün; 1935 Rus ihtilalinin yıldönümünde konuşma yapan Stalin Yakın ve Uzakdoğu ülkeleri ile İran ve Türkiye’yi “Rus Bölgesi” diye adlandırır.  Atatürk; Ankara’da Sovyet Rusya Büyükelçisi Karahan’a “Moskova’daki o herife Kalin midir, Stalin midir, ne Allah’ın belası ise söyleyin, biz Türkler asırlarca Rusya’nın göbeğinde rakı içmiş milletiz, gerekirse gene içmesini biliriz.” der. Bugün; ABD’de BOP hazırlanıyor, yeni bir dünya haritası çiziliyor. Müslüman ülke liderleri eşbaşkan oluyor. Bu anlamda Türkiye’nin de Doğu ve Güneydoğusunda kurulması planlanan Kürdistan çalışmalarına hız veriliyor. Türk askerinin başına değil, Türk milletinin başına çuval geçiriliyor. Nota bile verilemiyor. Notadan bahsedenlere kızıp “ne notası, müzik notası mı?” diye tepki konularak ABD’yi tabulaştırarak dokunulmazlık tabloları sergileniyor. Dün; M. Kemal:”Biz ne Bolşevikiz, ne de Komünist; ne biri, ne de diğeri olamayız. Çünkü biz milletperver ve dinimize hürmetkârız. Hülasa bizim hükümet şeklimiz tam demokratik hükümettir.” Diyordu. Bugün; Türklük reddediliyor, milletperverlik ayaklar altına alınıyor, dinden geçinilip gemiler yüzdürülerek işini bilenler kaptan sayılıyor… Dün; M. Kemal: “Dünyanın bize hürmet göstermesini istiyorsak evvela bizim kendi benliğimize ve milliyetimize bu hürmeti hissen, fikren, fiilen bütün iş ve hareketlerimizle gösterelim; bilelim ki milli benliğini bulmayan milletler başka milletlerin avıdır.” Diyordu. Bugün; Bugün milli kimliğe hürmet yerine nefret aşılanıyor. Herkesin Ermeni’yim, Rum’um, Kürt’üm,  Arnavut’um demesi hak; Türk’üm demesi suç oluyor. Türk peşinen kafatasçı ve ırkçı oluyor. Dün M. Kemal : “Durumu düzeltmek için Avrupa’dan öğüt almak, Avrupa’nın emellerine göre yürümek, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi bir takım düşünceler belirdi. Hangi bağımsızlık vardır ki, yabancıların öğütleriyle, yabancıların planlarıyla yükselsin? Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir. Türkiye hiçbir milleti taklit etmeyecektir. Türkiye ne Amerikanlaşacak, ne Batılaşacaktır. O sadece özleşecektir.” Diyordu. Bugün; İktidar olmak için AB ve ABD’den izin alınır, AB siyasilerimizin kara sevdasıdır. Elli yıldır kapı önünde nöbet tutturup ancak köpek deliğinden AB’ye girebilirsiniz denilir. Biz de onurlu girişten dem vururuz. Talimat buyururlar zinayı suç olmaktan çıkarır, domuzu kasaplık hayvanlar listesine alırız. Yetmez, yetmez şu cihat kelimesini kitaplardan çıkarın, hutbelerde “Allah indinde din ancak İslamdır’ı” rafa kaldırın derler. Emriniz baş göz üstü, başka ne emredersiniz denilir. Dün; “Hıristiyanlık propagandası yapan misyoner öğretmenler vasıtası ile Hıristiyan yapılan Bursa Amerika Kız Koleji 29 Ocak 1928 tarihinde Bakanlar Kurulu Kararı ile kapatılıyordu. Bugün; Misyonerlik suç olmaktan çıkarılıyor, kilise evler açılıyor, cemaatsiz kilise harabeleri tamir edilirken ecdat yadigarı camiler, hamamlar, kervansaraylar tamir bekliyor. Dün; M. Kemal’in emriyle 13 Ekim 1935’de tüm mason locaları kapatılıyordu. Bugün, masonlar baş tacı yapılıyor. Ve M. Kemal diyor ki:” Bir milletin büyüklüğü coğrafi yüzölçümü ile değil, yüreğinin asaleti, ülküsünün yüksekliğiyle ölçülür.”          
Ekleme Tarihi: 31 Ağustos 2013 - Cumartesi

TARİH REHBERLİĞİNDE MUSTAFA KEMAL VE DİĞERLERİ

 

Yıl 1924; Atatürk’ün emriyle “Türkiyat Enstitüsü” kurulur. Ord.Prof.Dr.Fuat Köprülü Atatürk’e Enstitünün ambleminin nasıl olması gerektiğini sorar.Atatürk: “Fuat Bey! Karlı Tanrı dağlarının önünde meşale tutan bir BOZKURT olsun, bu meşale genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ilminin ifadesi olsun. ERGENEKON’dan çıkışımızda kılavuz olan BOZ KURT, Türklüğün Anadolu Topraklarındaki yeni devletinin kuruluşunu ifade etsin.” der.

Sembol, o şekilde hazırlanır. 5 Aralık 1927 tarihinde tedavüle çıkarılan 5-10 liralar, posta pulları, Bozkurt heykeller, amblemler, armalar ve logolarda kullanılır. 1935 yılında Tekel fabrikasınca üretilen sigaraların adı ve amblemi BOZKURT olmuştur. Kıbrıs sorun olmaya başlayınca 1958 yılında devletin bilgisi dahilinde (TMT) Türk Mukavemet Teşkilatı kurulur. Amblemi Bozkurt olur. 1974’te yapılan Atılar, Muratağa ve Sandallar köyü katliamları B. Milletler yetkilileri tarafından araştırılır. Çürümüş cesetlerin kemerlerindeki Bozkurt ambleminden Türk olduklarına karar verilir.

Atatürk’ten sonra Atatürkçü geçinen veya Atatürk’ten geçinenlerin tümü “ERGENEKON” denilince ürkmüş “BOZKURT” deyince korkmuş ve telaşa düşmüşlerdir. Atatürk’ün kurduğu partide siyaset yapan politikacılar bile “BOZKURT” u görünce çılgına dönmüş BOZKURT’lara faşist, ırkçı, kafatasçı yaftasını yapıştırmış ve yakıştırmışlardır.

Bugün, “ERGENEKON” genç dimağlara vatan ve millet düşmanlığının adresi gibi sunuluyor. Birçok milletperver ve milliyetperver bu isimle Ergenekoncu diye Silivri zindanlarına sevkediliyor. PKK’ya dağlarda kan kusturanlara Silivri’de kan kusturuluyor… Askeri darbelerle Mamaklarda işkencelere tabi tutulanlar yerine bugün sivil iktidar tarafından Silivri’de gazetecisinden yazarına, askerinden vatandaşına üstün insanlık dersleri veriliyor! Örnek adalet tabloları sergilenerek dünyaya servisler yapılıyor.

Dün; M. Kemal Sovyet Rusya’nın kanlı işgali öncesi Ankara Cebeci’de B.M’deki bütün milletvekillerinin katılımı ve büyük bir kalabalık huzurunda dualar, tekbirler, sevinç sedaları ve sevinç gözyaşları arasında, Atatürk kendi eliyle, sefaret binasına Türk Azerbaycan’ın bayrağını çekiyor.

Bugün; Ermenistan Türkiye maçında, soykırım yapan Ermeni’ye jest yapılıyor, kardeş ülke Azerbaycan bayrakları toplatılıp çöp bidonuna atılıyor.

Dün; 1935 Rus ihtilalinin yıldönümünde konuşma yapan Stalin Yakın ve Uzakdoğu ülkeleri ile İran ve Türkiye’yi “Rus Bölgesi” diye adlandırır.  Atatürk; Ankara’da Sovyet Rusya Büyükelçisi Karahan’a “Moskova’daki o herife Kalin midir, Stalin midir, ne Allah’ın belası ise söyleyin, biz Türkler asırlarca Rusya’nın göbeğinde rakı içmiş milletiz, gerekirse gene içmesini biliriz.” der.

Bugün; ABD’de BOP hazırlanıyor, yeni bir dünya haritası çiziliyor. Müslüman ülke liderleri eşbaşkan oluyor. Bu anlamda Türkiye’nin de Doğu ve Güneydoğusunda kurulması planlanan Kürdistan çalışmalarına hız veriliyor. Türk askerinin başına değil, Türk milletinin başına çuval geçiriliyor. Nota bile verilemiyor. Notadan bahsedenlere kızıp “ne notası, müzik notası mı?” diye tepki konularak ABD’yi tabulaştırarak dokunulmazlık tabloları sergileniyor.

Dün; M. Kemal:”Biz ne Bolşevikiz, ne de Komünist; ne biri, ne de diğeri olamayız. Çünkü biz milletperver ve dinimize hürmetkârız. Hülasa bizim hükümet şeklimiz tam demokratik hükümettir.” Diyordu.

Bugün; Türklük reddediliyor, milletperverlik ayaklar altına alınıyor, dinden geçinilip gemiler yüzdürülerek işini bilenler kaptan sayılıyor…

Dün; M. Kemal: “Dünyanın bize hürmet göstermesini istiyorsak evvela bizim kendi benliğimize ve milliyetimize bu hürmeti hissen, fikren, fiilen bütün iş ve hareketlerimizle gösterelim; bilelim ki milli benliğini bulmayan milletler başka milletlerin avıdır.” Diyordu.

Bugün; Bugün milli kimliğe hürmet yerine nefret aşılanıyor. Herkesin Ermeni’yim, Rum’um, Kürt’üm,  Arnavut’um demesi hak; Türk’üm demesi suç oluyor. Türk peşinen kafatasçı ve ırkçı oluyor.

Dün M. Kemal : “Durumu düzeltmek için Avrupa’dan öğüt almak, Avrupa’nın emellerine göre yürümek, bütün dersleri Avrupa’dan almak gibi bir takım düşünceler belirdi. Hangi bağımsızlık vardır ki, yabancıların öğütleriyle, yabancıların planlarıyla yükselsin? Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir. Türkiye hiçbir milleti taklit etmeyecektir. Türkiye ne Amerikanlaşacak, ne Batılaşacaktır. O sadece özleşecektir.” Diyordu.

Bugün; İktidar olmak için AB ve ABD’den izin alınır, AB siyasilerimizin kara sevdasıdır. Elli yıldır kapı önünde nöbet tutturup ancak köpek deliğinden AB’ye girebilirsiniz denilir. Biz de onurlu girişten dem vururuz. Talimat buyururlar zinayı suç olmaktan çıkarır, domuzu kasaplık hayvanlar listesine alırız. Yetmez, yetmez şu cihat kelimesini kitaplardan çıkarın, hutbelerde “Allah indinde din ancak İslamdır’ı” rafa kaldırın derler. Emriniz baş göz üstü, başka ne emredersiniz denilir.

Dün; “Hıristiyanlık propagandası yapan misyoner öğretmenler vasıtası ile Hıristiyan yapılan Bursa Amerika Kız Koleji 29 Ocak 1928 tarihinde Bakanlar Kurulu Kararı ile kapatılıyordu.

Bugün; Misyonerlik suç olmaktan çıkarılıyor, kilise evler açılıyor, cemaatsiz kilise harabeleri tamir edilirken ecdat yadigarı camiler, hamamlar, kervansaraylar tamir bekliyor.

Dün; M. Kemal’in emriyle 13 Ekim 1935’de tüm mason locaları kapatılıyordu.

Bugün, masonlar baş tacı yapılıyor. Ve M. Kemal diyor ki:” Bir milletin büyüklüğü coğrafi yüzölçümü ile değil, yüreğinin asaleti, ülküsünün yüksekliğiyle ölçülür.”

         

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 19mayisgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.