Kapitalist sistem 1980’lerden sonra başlattığı yapılanmanın adını “ Yeni Dünya Düzeni” koydu. Çöken Sovyet sistemiyle birlikte, dünyanın tek pazar haline getirilmesi planlandı. Bunun içinde dinler dahil her şey kullanıldı. Emperyalizmin başını çeken ABD bölüp parçalamak, yalayıp yutmak için hazırladığı senaryonun kılıfına “ Yeni Dünya Nizamı”, ideolojisine de “ küreselleşme” dedi. Görevlendirdiği toplum mühendisleri vasıtası ile dünya küreselleşiyor, sınırlar kalkıyor, dünya tek bir devlet oluyor, uluslar birbirleri ile harmanlanıp iç içe giriyor, bu çağda ulus devlet anlayışını savunmak çağdışlılıktır deniliyor. Bunlarla yetinilmiyor, din simsarları vasıtasıyla dinler arası diyaloglar kuruluyor ehl- i kitapla amentü’de ittifaklar sağlanıyor gibi söylemlerin arkasına saklanılarak gerçekler saklanıyor… Gerçek ise; “böl ,parçala, yönet” politikasıdır. Bu ideoloji her ülkeye ayrı bir maske takarak girer… Genel politikalar hümanist söylemlerdir. Demokrasi, insan hakları ezenler, ezilenler gibi… Bu ideoloji  Arap alemine bahar havasıyla girdi…. Alt yapısı yıllarca AB, ABD ve siyon’un çocukları tarafından örgütlendi… Örgütler büyütülüp beslendi,geliştirilip geliştirildi,ellerine silahlar verildi beyinlerine etnisite,dini ve siyasi olarak ayrılık tohumları ekildi…Gün geldi düğmeye basıldı,bu Saddamların, Kaddafilerin, Esadların ve diğerlerinin gitmesine karar verilince; diktatörlükleri, zalimlikleri, kan dökücü oldukları ilan edildi. Bir kısmı gitti bir kısmının listedeki üstü çizildi… Peki, Arabistan’a bahar geldi mi? Bu sorunun cevabını BOP’un şeref konuğu liderlerden sormak gerekir. Ancak bilinen bir şey var!  O da bahar bekleyen zavallı Arap’ın garısının, gızının üstünden bahar rüzgârının esip geçtiğidir… Yine bilinen bir şey vardır; müslüman kadın ve kızlarının conilerin piçlerini doğurmaktansa bizi öldürün dedikleri. Müslüman ülke liderlerinin ise buna seyirci kaldığıdır. Bahar bekleyen Arap’ın önce iffet, namus ve onuru; arkasından arşivleri, kütüphaneleri ve müzelerine varana kadar bütün tarihi zenginlikleri ile bütün yer altı ve yer üstü zenginliklerinin yağmalandığıdır. Kurbanlık koyunlar, koçlar, develer ve danalar gibi önüne konulanı yiyince bayram olacağını sananlar iş işten geçtikten sonra bayramın emperyalistlerin, kurbanlıklarında kendileri olduklarını anladılar. AB ve ABD’nin barış ve özgürlük getireceğine bir müslüman olarak inanabilmek engerek ve çıngıraklı yılanın fıtratının değiştiğine inanmaktan daha aptalca, daha ahmakçadır. İnsanlık düşmanı kanlı vampir, Amerika’nın yerli halkı olan Aztek, İnka ve Maya medeniyetlerini yerle bir edip 100 milyon insanın kanını akıtarak kendine vampirler imparatorluğu kurmuştur. Kanla kurulan vampirler dünyası, kanla gözyaşı ile beslenmektedir…Sloganları barış, demokrasi, özgürlükler… Yani pipine boncuk takacağım diyen sünnetçi rolü… Kızılderili katliamlarından, zencilerin köleleştirilmesine uzanan çizgide Çin de 1900’deki ayaklandırmayı bastırma adına 500 bin, Hiroşima ve Nagazaki ‘ye attığı atom bombalarıyla 250 bin kişiyi buharlaştıran Amerika… Ortadoğu’nun bağrına İsrail hançerini saplayıp İslam dünyasını İsrail’le  terbiye eden Amerika… Filistin’i hep kanatıp ağlatan, Golan Tepelerinin  ve  Ürdün’ün Batı Şeria’sının işgalcisi İsrail’in dayanağı Amerika… Mısır’da, Libya’da, Irak’ta, Suriye’de, Türkiye’de milyonları yetim koyup ocakları söndüren Amerika… Müslümanları birbirine kırdırmak için Müslümanlardan BOP eşbaşkanlık görevi  vererek   liderler atayan Amerika … Pentagonda planlanan,İslam ülkelerini parçalayarak yeni devletçikler planlayan Amerika’nın planlarının hayata geçmesinde rol olmakla övünen Müslüman liderler…Allah Müslümanları uyandırsın…Sağlıkla kalın