petshop
kurtköy escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu 2023 deneme bonusu veren siteler

Turan TOK
Köşe Yazarı
Turan TOK
 

DİN, DİYANET VE DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI

  Din; C. Hak tarafından Cebrail(a.s) vasıtası ile peygamberlerine vahyedilen ilahi mesajlar manzumesi, insanlığın kurtuluş reçetesi ve yol haritasıdır. Din; insanlığın mutluluğunun temel kaynağı, sağlıklı toplum olabilmenin en güzel okuludur. İnsanı yaratan peygamberleri vasıtası ile insanlara mesajlarını ulaştırmış, ikazlar yapmış müjdeler vermiştir. İslam dini, İlahi dinler zincirinin bozulup tahrif olmayan en son ve en mükemmel sonuncu halkasıdır. İslam: “Allah’ın(c.c) iradesine kulun teslimiyetidir.” Bu isim Kur’an’ın bu dine verdiği isimdir. Al-i İmran Suresi 19, âyetinde: “Muhakkak ki Allah indinde din İslâm’dır.” Buyrulmuştur. Maide suresinin 3. Ayetinde ise Allah Teâlâ: “…size İslam-ı din olarak seçtim.” Buyurmaktadır. İslam everenseldir; bütün insanlığın kurtuluşu için gönderilmiştir ve davet umumidir. İslam, itikat(iman esasları), amel(ibadetler) ve ahlak olmak üzere üç temel değer üzerine kurulmuştur. Bu durum K.Kerim’de : “İman edenler ve iyi(güzel) amel ve hareket yapan kimseler…” şeklinde belirtilmiştir. Diyanet kelimesi de iki şekilde tarif edilmiştir: 1-Dindarlık, din duygusu, dini emirlere, buyruklara uyma 2-Dinle ilgili işler Diyanet İşleri Başkanlığı 3 Mart 1924’te Diyanet İşleri Reisliği olarak kuruldu. 23 Haziran 1965 tarihinde 633 sayılı yasayla bugünkü şekline kavuşmuştur. Diyanet İşleri Başkanlığı, İslam dininin inanışları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütür, din konusunda toplumu aydınlatır, ibadethanelerin düzenlenmesi ve işlemelerini organize eder. Başkanlığın bünyesindeki Din İşleri Yüksek Kurulu da dinle ilgili bilimsel inceleme ve araştırmalar yapar, dinle ilgili soruları cevaplar. Yurt içi ve yurt dışındaki yayınları izler. Din dışı olan, İslam’a uymayan, İslam’a yapılan saldırıları cevaplandırıp vatandaşları doğru şekilde bilgilendirme görevini yapar. Diyanet İşleri Başkanı da kurumun başıdır. Din gibi bir inancın zirvesindeki isim olarak “on düşünür bir konuşur”. Konuşmalarındaki ölçüsü kitap ve sünnet olur. Bütün amacı birliğin, dirliğin, kardeşliğin, vatandaşlık anlayışının mayasını çalıp huzur, sükûn ve mutluluğa yardımcı olmak olmalıdır. Ancak dinler tarihine bakıldığında insanlığın kanının en çok din adına veya din maskesi arkasına saklanılarak akıtıldığını görürüz. Bunun için Avrupa’daki yüzyıl din savaşlarını ve haçlı seferlerini göz önünde bulundurmak yeterlidir. Yine dinler, tarihin her döneminde siyasi, ticari, sosyal rant elde etme adına kullanılmış ve yüzler dindarlık kimliği ile maskelenmiştir. Onun için bütün dinler dindar olanlardan değil ‘dinden geçinen’ sahtekârlardan, din istismarcılarından dolayı karalanmaya çalışılmış veya doğru çizgisinden saptırılmıştır. Dinler, servet avcısı rantçıların en kolay para kazanma yollarından biridir. Sokağa çıktığınızda Allah(c.c) rızası için diye uzatılan ellerle başlar, ununu çuvala akıtanlarla devam edip gemiciklerini yüzdürebilenler kaptan yapılır. Burada kalmaz, ver parayı tut eteğimden cennete gir deyip parsel parsel cennetten arsa satılır. İşte tam bu noktada sayın Diyanet İşleri Başkanımız Görmez’in, görmediği veya görmezden geldiği ve hatta İzmirlilerin inancıyla ilgili haksız irfan telkinini “Başkasına verir telkini…” diye anlayabilir miyiz? Diyanet İşleri Başkanlığı cevaplanması gereken soruların cevaplarını verip vermediğine veya sorunların çarelerine eğilip eğilmediklerine birlikte bakalım. Diyanet İşleri Başkanı’nın “İzmir’in farklı bir dindarlığı var. Bu dindarlığın irfan geleneğine ihtiyacı var” sözünü İslam itikadı ve inancı içinde muhakkak izah etmesi gerekir. İzmir dindarlığı sapık ve sapkın bir dindarlık mı? Türkiye’de dindarlıklar illere göre nasıl değerlendiriyor? Elinizdeki iman ve irfanları ölçen İMANAMETRE ve İRFANAMETRENİN patenti kime aittir? Sayın Görmez! İrfan kelimesi bilme, biliş, anlayış, kültür, hakikate vakıf olma, ilimleri bilme şeklinde ansiklopedik olarak tarif edilmiştir. Sayın Görmez! İzmirlinin İslam anlayışında diğer vilayetlerden farklı olarak ne var? Zeka ile elde edip ulaşamadığı ilim olarak elde edemediği, dini gerçek olarak yanlış bilip yaptıkları sapkınlıklar nelerdir? Efendi! Sizin göreviniz ayrıştırmak mı? Birleştirip, kaynaştırıp seviştirmek mi? Sizin makamınız politize edilirse ülke ne hale gelir düşündünüz mü? İnsanlığın iftihar tablosu sahabenin birbirinin kanını niçin akıttığını bilmez misiniz? Politikaya hevesli iseniz meydana inersiniz! Ancak toplumu gerip ayrıştıramazsınız! Sizin beyanatınızın arkasından İzmir’in “Gavur” İzmirliği gündeme geldi. Yine “İslam’ı asrın idrakine sunan hareket İzmir’de neş’et etti…..Efendi bu şehirde yaşadı vaazlar verdi”  denildi… İstifanız istendi, arkanızda namaz kılınmayacağı söylendi… Elinize bölmekten, germekten başka ne geçti? Sayın Görmez! Sizin asli göreviniz bu millete dinle ilgili konularda yardımcı olmaktır. İzmirlilere dediğiniz: “İzmirlilerin farklı bir dindarlığı var. Bu dindarlığın irfan geleneğine ihtiyacı var” sözü Diyanet için de geçerlimidir? Başkanlık İslam inancına hücum edenlere karşı yazılı veya görsel, gerekli mücadeleyi yaparak irfânını ortaya koyuyor mu? Sayın Başkan! Bu ülkede peygamberliğini ilan eden bir kadın çıkıyor Musevilik, İsevilik gibi Müslümanlıkta dönemini tamamlamıştır. En son peygamber benim ve bana verilen kitabın ismi de “BİLGİ KİTABI” dır diyor. Broşürler, kitaplar bastırıp dağıtıyor. Bir başkası kendini bazen peygamber bazen(haşa) Tanrı olarak görüyor; insanların dualarını, tevbelerini kabul edip cennete koyuyor. Bir diğeri cariyeleriyle toplum önünde İslam adap ve ahlakına uymayan, bizim toplum yapımızı yozlaştırmak, İslam inancını sulandırmak adına boya küpünden çıkanlarla oynayıp, hoplayıp zıplıyor! Harıl harıl ehl-i kitapla amentü’de ittifak edip, dinlerin arasında diyolog kuruluyor. Kelime-i tevhid, Kelime-i şahadet iman etmenin ilk şartı iken Muhammeden Resûlullah devreden çıkarılıp kelime-i şahadet ikiye bölünüyor ve yeni bir İslam anlayışı ortaya konularak cennet kapıları açılıyor. Bunlar gazete, dergi, kitap ve bantlarla yeni Müslümanlık anlayışı olarak sunuluyor! Sayın Başkan siz İzmir’i bırakın saadete gelin! Ehl-i kitapla Amentü’de ittifak, dinler arası diyalog olur mu? Amentü’de ittifak edeceksek, ehl-i kitap amentünün hangi şartına inanıyor? Bugünkü kitap ehli dinlerini saptıranlar değil mi? Hz. Peygamber ehl-i kitapla siyasi, askeri, ticari anlaşmalar ve ittifaklar yapmıştır. İmani konularda Resulullah hangi ittifakları imzalamıştır? Allah inancı farklı olan, Hz. Peygambere sahtekâr diyen, Kur’anı reddeden, peygamberlere attıkları iftiralar sebebiyle Kur’an’ın kâfir olduklarını haber verdikleri ile ittifaktan bahsedenlere karşı ne yaptınız? Kürsüler siyasete malzeme yapılır, din görevlilerimize olan saygılar yitirilir, cemaatler ötekileştirilirse Arap baharı bekleyip camide ibadet yapan kardeşini öteki deyip havaya uçuran sonra da tekbir getiren Libyalının, Iraklının, Suriyelinin durumuna düşmez miyiz?           
Ekleme Tarihi: 31 Ağustos 2013 - Cumartesi

DİN, DİYANET VE DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI

 

Din; C. Hak tarafından Cebrail(a.s) vasıtası ile peygamberlerine vahyedilen ilahi mesajlar manzumesi, insanlığın kurtuluş reçetesi ve yol haritasıdır.

Din; insanlığın mutluluğunun temel kaynağı, sağlıklı toplum olabilmenin en güzel okuludur. İnsanı yaratan peygamberleri vasıtası ile insanlara mesajlarını ulaştırmış, ikazlar yapmış müjdeler vermiştir.

İslam dini, İlahi dinler zincirinin bozulup tahrif olmayan en son ve en mükemmel sonuncu halkasıdır.

İslam: “Allah’ın(c.c) iradesine kulun teslimiyetidir.” Bu isim Kur’an’ın bu dine verdiği isimdir. Al-i İmran Suresi 19, âyetinde: “Muhakkak ki Allah indinde din İslâm’dır.” Buyrulmuştur. Maide suresinin 3. Ayetinde ise Allah Teâlâ: “…size İslam-ı din olarak seçtim.” Buyurmaktadır.

İslam everenseldir; bütün insanlığın kurtuluşu için gönderilmiştir ve davet umumidir. İslam, itikat(iman esasları), amel(ibadetler) ve ahlak olmak üzere üç temel değer üzerine kurulmuştur. Bu durum K.Kerim’de : “İman edenler ve iyi(güzel) amel ve hareket yapan kimseler…” şeklinde belirtilmiştir.

Diyanet kelimesi de iki şekilde tarif edilmiştir:

1-Dindarlık, din duygusu, dini emirlere, buyruklara uyma

2-Dinle ilgili işler

Diyanet İşleri Başkanlığı 3 Mart 1924’te Diyanet İşleri Reisliği olarak kuruldu. 23 Haziran 1965 tarihinde 633 sayılı yasayla bugünkü şekline kavuşmuştur.

Diyanet İşleri Başkanlığı, İslam dininin inanışları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütür, din konusunda toplumu aydınlatır, ibadethanelerin düzenlenmesi ve işlemelerini organize eder.

Başkanlığın bünyesindeki Din İşleri Yüksek Kurulu da dinle ilgili bilimsel inceleme ve araştırmalar yapar, dinle ilgili soruları cevaplar. Yurt içi ve yurt dışındaki yayınları izler. Din dışı olan, İslam’a uymayan, İslam’a yapılan saldırıları cevaplandırıp vatandaşları doğru şekilde bilgilendirme görevini yapar.

Diyanet İşleri Başkanı da kurumun başıdır. Din gibi bir inancın zirvesindeki isim olarak “on düşünür bir konuşur”. Konuşmalarındaki ölçüsü kitap ve sünnet olur. Bütün amacı birliğin, dirliğin, kardeşliğin, vatandaşlık anlayışının mayasını çalıp huzur, sükûn ve mutluluğa yardımcı olmak olmalıdır.

Ancak dinler tarihine bakıldığında insanlığın kanının en çok din adına veya din maskesi arkasına saklanılarak akıtıldığını görürüz. Bunun için Avrupa’daki yüzyıl din savaşlarını ve haçlı seferlerini göz önünde bulundurmak yeterlidir.

Yine dinler, tarihin her döneminde siyasi, ticari, sosyal rant elde etme adına kullanılmış ve yüzler dindarlık kimliği ile maskelenmiştir. Onun için bütün dinler dindar olanlardan değil ‘dinden geçinen’ sahtekârlardan, din istismarcılarından dolayı karalanmaya çalışılmış veya doğru çizgisinden saptırılmıştır.

Dinler, servet avcısı rantçıların en kolay para kazanma yollarından biridir. Sokağa çıktığınızda Allah(c.c) rızası için diye uzatılan ellerle başlar, ununu çuvala akıtanlarla devam edip gemiciklerini yüzdürebilenler kaptan yapılır. Burada kalmaz, ver parayı tut eteğimden cennete gir deyip parsel parsel cennetten arsa satılır.

İşte tam bu noktada sayın Diyanet İşleri Başkanımız Görmez’in, görmediği veya görmezden geldiği ve hatta İzmirlilerin inancıyla ilgili haksız irfan telkinini “Başkasına verir telkini…” diye anlayabilir miyiz? Diyanet İşleri Başkanlığı cevaplanması gereken soruların cevaplarını verip vermediğine veya sorunların çarelerine eğilip eğilmediklerine birlikte bakalım.

Diyanet İşleri Başkanı’nın “İzmir’in farklı bir dindarlığı var. Bu dindarlığın irfan geleneğine ihtiyacı var” sözünü İslam itikadı ve inancı içinde muhakkak izah etmesi gerekir. İzmir dindarlığı sapık ve sapkın bir dindarlık mı? Türkiye’de dindarlıklar illere göre nasıl değerlendiriyor? Elinizdeki iman ve irfanları ölçen İMANAMETRE ve İRFANAMETRENİN patenti kime aittir?

Sayın Görmez! İrfan kelimesi bilme, biliş, anlayış, kültür, hakikate vakıf olma, ilimleri bilme şeklinde ansiklopedik olarak tarif edilmiştir.

Sayın Görmez! İzmirlinin İslam anlayışında diğer vilayetlerden farklı olarak ne var? Zeka ile elde edip ulaşamadığı ilim olarak elde edemediği, dini gerçek olarak yanlış bilip yaptıkları sapkınlıklar nelerdir?

Efendi! Sizin göreviniz ayrıştırmak mı? Birleştirip, kaynaştırıp seviştirmek mi? Sizin makamınız politize edilirse ülke ne hale gelir düşündünüz mü? İnsanlığın iftihar tablosu sahabenin birbirinin kanını niçin akıttığını bilmez misiniz? Politikaya hevesli iseniz meydana inersiniz! Ancak toplumu gerip ayrıştıramazsınız!

Sizin beyanatınızın arkasından İzmir’in “Gavur” İzmirliği gündeme geldi. Yine “İslam’ı asrın idrakine sunan hareket İzmir’de neş’et etti…..Efendi bu şehirde yaşadı vaazlar verdi”  denildi… İstifanız istendi, arkanızda namaz kılınmayacağı söylendi… Elinize bölmekten, germekten başka ne geçti?

Sayın Görmez! Sizin asli göreviniz bu millete dinle ilgili konularda yardımcı olmaktır. İzmirlilere dediğiniz: “İzmirlilerin farklı bir dindarlığı var. Bu dindarlığın irfan geleneğine ihtiyacı var” sözü Diyanet için de geçerlimidir? Başkanlık İslam inancına hücum edenlere karşı yazılı veya görsel, gerekli mücadeleyi yaparak irfânını ortaya koyuyor mu?

Sayın Başkan! Bu ülkede peygamberliğini ilan eden bir kadın çıkıyor Musevilik, İsevilik gibi Müslümanlıkta dönemini tamamlamıştır. En son peygamber benim ve bana verilen kitabın ismi de “BİLGİ KİTABI” dır diyor. Broşürler, kitaplar bastırıp dağıtıyor.

Bir başkası kendini bazen peygamber bazen(haşa) Tanrı olarak görüyor; insanların dualarını, tevbelerini kabul edip cennete koyuyor. Bir diğeri cariyeleriyle toplum önünde İslam adap ve ahlakına uymayan, bizim toplum yapımızı yozlaştırmak, İslam inancını sulandırmak adına boya küpünden çıkanlarla oynayıp, hoplayıp zıplıyor!

Harıl harıl ehl-i kitapla amentü’de ittifak edip, dinlerin arasında diyolog kuruluyor. Kelime-i tevhid, Kelime-i şahadet iman etmenin ilk şartı iken Muhammeden Resûlullah devreden çıkarılıp kelime-i şahadet ikiye bölünüyor ve yeni bir İslam anlayışı ortaya konularak cennet kapıları açılıyor. Bunlar gazete, dergi, kitap ve bantlarla yeni Müslümanlık anlayışı olarak sunuluyor!

Sayın Başkan siz İzmir’i bırakın saadete gelin! Ehl-i kitapla Amentü’de ittifak, dinler arası diyalog olur mu? Amentü’de ittifak edeceksek, ehl-i kitap amentünün hangi şartına inanıyor? Bugünkü kitap ehli dinlerini saptıranlar değil mi?

Hz. Peygamber ehl-i kitapla siyasi, askeri, ticari anlaşmalar ve ittifaklar yapmıştır. İmani konularda Resulullah hangi ittifakları imzalamıştır? Allah inancı farklı olan, Hz. Peygambere sahtekâr diyen, Kur’anı reddeden, peygamberlere attıkları iftiralar sebebiyle Kur’an’ın kâfir olduklarını haber verdikleri ile ittifaktan bahsedenlere karşı ne yaptınız?

Kürsüler siyasete malzeme yapılır, din görevlilerimize olan saygılar yitirilir, cemaatler ötekileştirilirse Arap baharı bekleyip camide ibadet yapan kardeşini öteki deyip havaya uçuran sonra da tekbir getiren Libyalının, Iraklının, Suriyelinin durumuna düşmez miyiz?         

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 19mayisgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.