petshop
kurtköy escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu 2023 deneme bonusu veren siteler

Anasayfa Yazarlar Turan TOK Yazı Detayı Bu yazı 1493+ kez okundu.
Turan TOK
Köşe Yazarı
Turan TOK
 

GÜÇLÜ DEVLET GÜÇLÜ LİDER

  Tarih; devletlerin gücünün ölçüsünü vatandaşının sosyal, kültürel, ekonomik, sağlık, eğitim öğretim durumları ile huzur, güven, emniyet ve mutluluklarını göz önünde bulundurarak kararını verir. Uluslar arası arenadaki yaptırımlarını da dış politikanın belirleyici unsuru kabul eder. Güçlü devletler uluslar arası ilişkilerde gücünü hissettirebilen devletlerdir. Devletlerarası ilişkilerde toplumunu dostluk safsatalarıyla uyutmazlar. Başkalarından talimat bekleyerek iş yapmazlar kendi kararlarını kendileri verirler. Devletlerarası ilişkilerde dostluklar yoktur menfaat ilişkileri vardır. Güçlü devletlerin güçlü milli ekonomileri, güçlü orduları ve güçlü toplum yapıları olur. Ordusunun gücünden bahsedenlerin askerinin başına çuval geçirilemez. Çuval geçirmeye cesaret edebilenler bedel öderler. Elleri öpülüp, kendilerine iltifat edilerek, devletin itibarı yerle bir edilmez. Devletin itibarının beş paralık edilmesine göz yumanlar da asla güçlü lider olamazlar. Devlet adamlarının gücünün temelinde vatan sevgisi yatar. Vatan sevgisi yola çıkarken biz kefen giyerek yola çıktık demekle olmaz. Koltuk hırsı, makam aşkı vatan sevgisinin önüne geçti mi vatan için tehlike çanları çalmaya başlamış demektir. Vatan kimsenin bir başka kimseye lütfu, ihsanı ve ikramı değildir. Vatan; can vererek, kan vererek kurulur. Canla başla ve milli bir ruhla korunur. Anadolu, Alparslan’ın Romen Diyojeni karşısında gösterdiği zaferin neticesi vatan yapılmış; ard arda gelen haçlı sürülerinin cehenneme biletleri kesilerek pasaportları ellerine verilmiştir.  Bu vatan toprağının her karışının bedeli Türk’ün ve kendini Türk hissedenlerin temiz kanları ve canlarıyla ödenmiş, kan ve canlarıyla korunmaktadır. Sarıkamış’ta kardan adamlar yaptığımız 90 bin yiğit, Çanakkale Gelibolu’da bu topraklara vatan diye maya çalan 250 bin kahraman bu toprakların ruhudur. Son günlerde AB, ABD ve siyonun çocuklarının destekleyip büyüttüğü PKK terörü için ne yapalım 20 yıldır kan dökerek bu iş bitmiyor denilerek, terörü bitirme adına terörist ve kan dökücü vampir önünde diz çöküş güçlü devletlerin, güçlü liderlerin doğru kararı mıdır? Yoksa dünyayı yönetenlerin talimatı mı? Tarihte kendi göbeğini kendi kesebilen hiçbir güçlü devlet teröriste taviz vererek, teröristle pazarlık yaparak güçlü devlet olmamıştır, olamaz... Kendi kararını kendi veremeyen devletler nasıl güçlü devletler olabilirler? İdamı kaldırın dediler kaldırttılar, idamı geri getiririm haa! Deyip şov yaptılar, caninin önünde diz çöküp İmralı’yı cezaevi değil PKK’nın genel karargahı yapıp çocuk katilinin beyanat üstüne beyanatını yayınladılar. Devlete baş kaldıran âsilere diz mi çöktürüyoruz? Yoksa âsiler önünde diz mi çöküyoruz? Çözüm sürecinde miyiz? Yoksa T.C.Devletinin çözülme döneminde miyiz? Katil Abdullah Öcalan mahkûm mu? Yoksa İmralı’yı kendisine tahsis ettiğimiz Kürdistan’ın idare merkezinde oturan “Kürdistan Devlet” başkanı veya Genelkurmay başkanı mı? Faşist, ırkçı katil karargâhından talimatlar yağdırıyor, 50 bin köpeği ile ülkemi tehdit ediyor, işte anayasa ,yaz diyor ve  ellere zarflar tutuşturuyor… Sorumluluk makamındakiler mi? Bu haberleri kim sızdırdı peşindeler… Hırsızın suçu yok efendim, yok… Efendi adama sormazlar mı, senin gücün yetiyorsa önce şu evinin önünü niye temizlemiyorsun diye? Yine biz hangi devletle savaştıkta esir mübadelesi yapıyoruz? Adamlar bir devlet havası içinde antlaşma metni hazırlıyor ve Kürtçe olarak hazırlanan tutanakta:”HPG güçlerine esir düşen asker ve devlet görevlilerinin sağlık muayenesi yapılmıştır. Seyahat etmelerinde sakınca yoktur.” deniliyor. Şimdi siz bu kararı vicdan terazinize koyun  vicdanlar rahatsız olmuyorsa tartın tartabiliyorsanız! Bewthoven der ki: “Krallar ve prensler, akıl hocaları, nedimler, profesörler edinebilirler; onları unvan, şöhret nufuz ve madalyalarla süsleyebilirler. Ama asla büyük adam yapamazlar. Gerçekten büyük ruhlu insanlar, toplumun bayağılıkları üstüne yükselebilenlerdir. William Sumner’de şöyle der: “Büyük görünenleri ‘büyük’ yapan, küçüklerin ya dört ayaklı oluşu ya da dizleri üstünde yaşamalarıdır.”
Ekleme Tarihi: 31 Ağustos 2013 - Cumartesi

GÜÇLÜ DEVLET GÜÇLÜ LİDER

 

Tarih; devletlerin gücünün ölçüsünü vatandaşının sosyal, kültürel, ekonomik, sağlık, eğitim öğretim durumları ile huzur, güven, emniyet ve mutluluklarını göz önünde bulundurarak kararını verir. Uluslar arası arenadaki yaptırımlarını da dış politikanın belirleyici unsuru kabul eder.

Güçlü devletler uluslar arası ilişkilerde gücünü hissettirebilen devletlerdir. Devletlerarası ilişkilerde toplumunu dostluk safsatalarıyla uyutmazlar. Başkalarından talimat bekleyerek iş yapmazlar kendi kararlarını kendileri verirler. Devletlerarası ilişkilerde dostluklar yoktur menfaat ilişkileri vardır.

Güçlü devletlerin güçlü milli ekonomileri, güçlü orduları ve güçlü toplum yapıları olur. Ordusunun gücünden bahsedenlerin askerinin başına çuval geçirilemez. Çuval geçirmeye cesaret edebilenler bedel öderler. Elleri öpülüp, kendilerine iltifat edilerek, devletin itibarı yerle bir edilmez. Devletin itibarının beş paralık edilmesine göz yumanlar da asla güçlü lider olamazlar.

Devlet adamlarının gücünün temelinde vatan sevgisi yatar. Vatan sevgisi yola çıkarken biz kefen giyerek yola çıktık demekle olmaz. Koltuk hırsı, makam aşkı vatan sevgisinin önüne geçti mi vatan için tehlike çanları çalmaya başlamış demektir.

Vatan kimsenin bir başka kimseye lütfu, ihsanı ve ikramı değildir. Vatan; can vererek, kan vererek kurulur. Canla başla ve milli bir ruhla korunur.

Anadolu, Alparslan’ın Romen Diyojeni karşısında gösterdiği zaferin neticesi vatan yapılmış; ard arda gelen haçlı sürülerinin cehenneme biletleri kesilerek pasaportları ellerine verilmiştir.

 Bu vatan toprağının her karışının bedeli Türk’ün ve kendini Türk hissedenlerin temiz kanları ve canlarıyla ödenmiş, kan ve canlarıyla korunmaktadır. Sarıkamış’ta kardan adamlar yaptığımız 90 bin yiğit, Çanakkale Gelibolu’da bu topraklara vatan diye maya çalan 250 bin kahraman bu toprakların ruhudur.

Son günlerde AB, ABD ve siyonun çocuklarının destekleyip büyüttüğü PKK terörü için ne yapalım 20 yıldır kan dökerek bu iş bitmiyor denilerek, terörü bitirme adına terörist ve kan dökücü vampir önünde diz çöküş güçlü devletlerin, güçlü liderlerin doğru kararı mıdır? Yoksa dünyayı yönetenlerin talimatı mı?

Tarihte kendi göbeğini kendi kesebilen hiçbir güçlü devlet teröriste taviz vererek, teröristle pazarlık yaparak güçlü devlet olmamıştır, olamaz... Kendi kararını kendi veremeyen devletler nasıl güçlü devletler olabilirler? İdamı kaldırın dediler kaldırttılar, idamı geri getiririm haa! Deyip şov yaptılar, caninin önünde diz çöküp İmralı’yı cezaevi değil PKK’nın genel karargahı yapıp çocuk katilinin beyanat üstüne beyanatını yayınladılar.

Devlete baş kaldıran âsilere diz mi çöktürüyoruz? Yoksa âsiler önünde diz mi çöküyoruz? Çözüm sürecinde miyiz? Yoksa T.C.Devletinin çözülme döneminde miyiz? Katil Abdullah Öcalan mahkûm mu? Yoksa İmralı’yı kendisine tahsis ettiğimiz Kürdistan’ın idare merkezinde oturan “Kürdistan Devlet” başkanı veya Genelkurmay başkanı mı?

Faşist, ırkçı katil karargâhından talimatlar yağdırıyor, 50 bin köpeği ile ülkemi tehdit ediyor, işte anayasa ,yaz diyor ve  ellere zarflar tutuşturuyor… Sorumluluk makamındakiler mi? Bu haberleri kim sızdırdı peşindeler… Hırsızın suçu yok efendim, yok…

Efendi adama sormazlar mı, senin gücün yetiyorsa önce şu evinin önünü niye temizlemiyorsun diye? Yine biz hangi devletle savaştıkta esir mübadelesi yapıyoruz?

Adamlar bir devlet havası içinde antlaşma metni hazırlıyor ve Kürtçe olarak hazırlanan tutanakta:”HPG güçlerine esir düşen asker ve devlet görevlilerinin sağlık muayenesi yapılmıştır. Seyahat etmelerinde sakınca yoktur.” deniliyor. Şimdi siz bu kararı vicdan terazinize koyun  vicdanlar rahatsız olmuyorsa tartın tartabiliyorsanız!

Bewthoven der ki: “Krallar ve prensler, akıl hocaları, nedimler, profesörler edinebilirler; onları unvan, şöhret nufuz ve madalyalarla süsleyebilirler. Ama asla büyük adam yapamazlar. Gerçekten büyük ruhlu insanlar, toplumun bayağılıkları üstüne yükselebilenlerdir.

William Sumner’de şöyle der: “Büyük görünenleri ‘büyük’ yapan, küçüklerin ya dört ayaklı oluşu ya da dizleri üstünde yaşamalarıdır.”

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 19mayisgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.