petshop
kurtköy escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu 2023 deneme bonusu veren siteler

Anasayfa Yazarlar Turan TOK Yazı Detayı Bu yazı 1462+ kez okundu.
Turan TOK
Köşe Yazarı
Turan TOK
 

İPSİZ RECEP

  Bu vatan serdengeçtiler,derviş gaziler,alp erenler otağı,şehitliğe gaziliğe can atanlar yatağı!... Basıp geçtiğimiz topraklar nice kahramanları koynunda büyütüp can pazarına salmış,o yiğitler de kanını,canını vererek bu toprakları vatan diye almış,muhafazası mı?Bu vatanı karşılıksız sevenlere kalmış! Kahramanlarını tanımayan milletler kahramansız kalır, kahramansız milletler suyu kurumuş çeşmeler, ateşi sönmüş ocaklar gibidir! Biz de bu yazımızda gerçek mücahit, hakiki yiğit oğlu yiğit, Karadeniz’in yetiştirdiği ve vatanını, vatan sevgisinden başka karşılık beklemeden seven Recep Emice‘yi yâd etmeye çalışacağız. Ana tarafından soyu Kırımdaki Kuman\Kıpçak Türklerine dayanan Doğu Karadeniz’e gelip yerleşen, yaklaşık 500 yıllık geçmişi ile bilinen Dervişoğulları’ndan Osman ile Hava’nın kızları Cemile den olmadır. Baba tarafı da Emirali oğullarından tütün tüccarı, Hüseyin’in oğludur. Hüseyin ve Cemile’nin 1862 yılında nur topu gibi bir oğulları olur adı da kulağına ezan okunarak Recep konulur… Recep 1900’lü yılların başında Rize, Batum ve Kafkasya arasında yolcu taşımacılığı yapıp Rize’ye de gaz, tuz, mısır ve şeker getirir ve tütün ticareti yaparak hayatını devam ettirir. 1905 İpsiz Recep’in hayatının dönüm noktası olur. İpsiz Recep 2.Abdülhamit’e yapılan suikastı duyunca deliye döner ulu orta Ermenilere küfreder. Tütün ticareti yaptığı Kafkasyalı Ermeniler bu gerginlikten sonra İpsiz Recep’in parasını vermez, Recep de iflas eder. Rusların işgal günlerinde İpsiz Recep de Rus’lara karşı direnişçilerle beraber mücadele eder. Rus’lar çekilirken Rus’larla işbirliği yapan Rum’lar bazı öldürme olaylarına karışır. İpsiz Recep de Rum eşkıyalarından üç kişiyi öldürür. Ruslar geri çekilirken ellerindeki silahların bir kısmını bölgedeki Rum’lara ve Ermeni’lere veriyor, onları silahlandırıp bölge halkına baskı uygulayarak bölge insanını göçe zorlayıp yerine göçmen Rum’ları yerleştirerek bölgedeki Türk’leri azınlık durumuna düşürüp bir ”Pontus” devleti hayalleri kuruyorlardı.(1) Karadeniz de ki duruma genel bir bakış açısı için Yorgo Andreadis şöyle tespitlerde bulunuyordu.”1916 Baharında Rus’lar Trabzon’a geldiğinde Rus’larla aynı yörede olanlar yeniden doğmuş gibiydiler ve sanki cennette yaşıyorlardı…”der. Bölgedeki “Pontus” çetelerinin faaliyetlerinden bahisle de şunları yazar:”Kaptan Haralambidi Dimitro başkanlığındaki Rum direnişçilerle Osmanlı askerleri arasında korkunç çatışmalar oluyordu. Bir çatışmada kaptan yaralandı, kardeşi ve oğlu öldürüldü. Osmanlı çok ağır kayıplar verdi, tam sekiz yüksek rütbeli subay öldürüldü.”diyerek o günün Karadeniz’inden tablolar çizer. Ruslar Bolşevik devrimi ile geri çekilmek zorunda kalınca “Pontus” hayallerinin yıkılışını da şöyle ifade ediyordu:”Yüzyıllık hayaller bir anda yok olup gitti.”(2) Bölgedeki Rum ve Ermeni’lerin baskın, soygun ve katliamları başlayınca bunlara karşı milli direnişçi güçler de oluşturulur. İşte İpsiz Recep çetesi de 1916 yılında Rize de İslampaşa da teşkilatlanarak haçlı beslemelerine karşı çeteler oluşturmuştur. “İpsiz Recep Çetesi” denilen milli kuvvetler yaklaşık 1500 gönüllü vatanseverlerden oluşuyordu. Bunlar Sakarya, Kadırga bölgesinde çıkan olaylarda isyanların bastırılmasında önemli görevler yapmışlardır. Recep emice Sakarya, Ereğli, Boğaziçi gibi değişik yerlerde düşmanın silah depolarına baskınlar yapıyor, düşmana huzur vermiyor, işbirlikçilerin uykusunu kaçırıyordu. Bunlardan 18 işbirlikçiyi Belgrat ormanlarında infaz edince şöhreti her tarafa yayılır. Recep Emice’nin vatan sevdasındaki samimiyetini ve cesaretini bilen Kandıra kaymakamı ile yüzbaşı Raif Bey onu ikna ederek “Kuvva-i Milliye” saflarına katarlar. Recep emice mahkûmlardan faydalanıp onlara “pranga’da yaşamak mı, düşmanla vuruşmak mı?”diye sorar ve sizi “hürriyetinize kavuşturacağım siz de milletinizi hürriyetine kavuşturacaksınız, karar sizin” der. Rize, Trabzon ve Sinop cezaevindeki mahkûmlardan ekibine adamlar alır. Recep Emice Beykoz ve civarındaki çete ve işbirlikçilerine büyük bir darbe vurduktan sonra İstanbul’dan Anadolu’ya silah ve cephane ulaştırma işine devam eder.(3) Ancak, Karadeniz o günlerde düşman gemileri ile kaynamaktadır. Bunların içinde uçakların havlanıp, Samsun, Ereğli, Zonguldak gibi yerlerde bildirirler attıkların bilinen İngiliz, Fransız uçak gemilerinden tutun,50 kruvazör,4-panter sınıfı muhrip,4-Niki sınıfı muhrip, yardımcı kruvazörlerle Averof ve Kılkış gibi zırhlılarla doluydu. Ağır şartlarda düşmanla mücadele edip Anadolu’ya silah ve cephane ulaştıran Recep Emice’yi yakalamak için Fransız’lar 1920 baharında ”HOVA” adlı muhriplerini görevlendirip Kefken’e yollarlar. Çete bir gün boyunca “HOVANIN” top atışlarına silahla karşılık vererek karaya çıkmalarına izin vermez. Gece olunca çete elemanlarından biri suya girerek gemiye yaklaşır ve geminin projektörlerini tahrip edince gemi başarısız olarak geriye dönmeye mecbur kalır. İpsiz Recep çetesi iki Fransız gemisini kaçırmayı planlar ancak gemiden ateş açılınca planları bozulur. Küçükağız bölgesinde bir Yunan gemisi yük boşaltırken baskın düzenleyip gemiyi Kefken’e getirirler içindeki cephane ve malzemeye el koyarlar malzemeyi halka dağıtıp cephane Anadolu’ya ulaştırılır Çete zaman zaman düşman gemilerine baskınlar düzenler.1920 yılında Ruslara ait 400 tonalitoluk arpa yüklü motoru esir alıp yine Kefken’e çekerler. Yüke el koyup arpayı halka dağıtırlar.(4) Kara günler gelip geçmiş, kurtuluş savaşı kazanılmıştır. Recep Emice’ye arazi verilir. Recep Emice araziyi adamlarına dağıtır. Sakarya nehri kenarında kendine ayırdığı 6 dönüm arazi üstündeki küçük bir evde ömrünü geçirmeye başlar. Karadeniz’de büyüklere saygı için “EMİCE” denildiğinden Atatürk İpsiz Recep’e emice adını takar. Halk ise elinde avucunda ne varsa fakir fukaraya verdiği, kendisini düşünmediği için İpsiz Recep der. Bir gün Recep Emice’nin Ankara dan misafirleri gelir, emice ziyaretçileri dinler ve gülümseyerek derki:” Efendiler biz işimizi tamamladık, bütün cephelerde dik duran başımızı siyasette eğmeyiz. Tilkinin pazarda işi yoktur.Gazi paşaya hürmetlerimi arz ederim…” Mustafa Kemal ise Emice’yi mükâfatlandırmayı arzu eder. Emice: ”Ne yaptıysam vatan için yaptım.” diyerek verilmek istenenleri de kibarca kabul etmez. Kendine bağlanan 250 lira aylığı da Tayyare cemiyetine bağışlar. Bir süre sonra kendine verilen istiklal madalyasını da kabul etmez. Şimdi çağların üstünden atlayıp Asr-ı saadete gidiyoruz, orduya donatmak için Sahabeyi kirama müracaat eden Hz.Muhammed (SAV)e bütün malını teslim eden Hz.Ebu Bekir deki ruhu Karadeniz’in iman ve inanç abidesi Recep Emice’de görüyoruz. Bu ruh bu milletin bekasının teminatı olan ruhtur, bu ruh Anadolu’yu vatan yapan, vatan olarak tutmasını bilen ruhtur. Bu ruhu bir vekillik, bir koltuk uğruna takla atan, Liderler önüne eğilerek yerlere yatan, yollarından sapan, paraya pula tapan, her türlü “YABAN”lar anlamaz, anlama yamaz… Recep emicelere dua ve fatihalarınızla…Hoşça kalın!...   Faydalanılan Kaynaklar 1-Yusuf Karslıoğlu:Doğu Karadeniz Tarihi Otokton Halkları ve Etnik Yapısı s.530-531-The Universal Yayınları 2-Yorga Andreadis-Tolika ”Bacikam al beni” Belge uluslararası Yayıncılık s.43-44-52 3-Yusuf Karslıoğlu A.g.e.s.32 4-Yrd.Doç. Dr. Rahmi Doğanay-Milli Mücadelede Karadeniz 1919-1922- Atatürk Araştırma Merkezi.s.173-174-302 Not:Önümüz sayılarda İpsiz Recep Çamgölünde.        
Ekleme Tarihi: 31 Ağustos 2013 - Cumartesi

İPSİZ RECEP

 

Bu vatan serdengeçtiler,derviş gaziler,alp erenler otağı,şehitliğe gaziliğe can atanlar yatağı!...

Basıp geçtiğimiz topraklar nice kahramanları koynunda büyütüp can pazarına salmış,o yiğitler de kanını,canını vererek bu toprakları vatan diye almış,muhafazası mı?Bu vatanı karşılıksız sevenlere kalmış!

Kahramanlarını tanımayan milletler kahramansız kalır, kahramansız milletler suyu kurumuş çeşmeler, ateşi sönmüş ocaklar gibidir!

Biz de bu yazımızda gerçek mücahit, hakiki yiğit oğlu yiğit, Karadeniz’in yetiştirdiği ve vatanını, vatan sevgisinden başka karşılık beklemeden seven Recep Emice‘yi yâd etmeye çalışacağız.

Ana tarafından soyu Kırımdaki Kuman\Kıpçak Türklerine dayanan Doğu Karadeniz’e gelip yerleşen, yaklaşık 500 yıllık geçmişi ile bilinen Dervişoğulları’ndan Osman ile Hava’nın kızları Cemile den olmadır.

Baba tarafı da Emirali oğullarından tütün tüccarı, Hüseyin’in oğludur. Hüseyin ve Cemile’nin 1862 yılında nur topu gibi bir oğulları olur adı da kulağına ezan okunarak Recep konulur…

Recep 1900’lü yılların başında Rize, Batum ve Kafkasya arasında yolcu taşımacılığı yapıp Rize’ye de gaz, tuz, mısır ve şeker getirir ve tütün ticareti yaparak hayatını devam ettirir.

1905 İpsiz Recep’in hayatının dönüm noktası olur. İpsiz Recep 2.Abdülhamit’e yapılan suikastı duyunca deliye döner ulu orta Ermenilere küfreder. Tütün ticareti yaptığı Kafkasyalı Ermeniler bu gerginlikten sonra İpsiz Recep’in parasını vermez, Recep de iflas eder.

Rusların işgal günlerinde İpsiz Recep de Rus’lara karşı direnişçilerle beraber mücadele eder. Rus’lar çekilirken Rus’larla işbirliği yapan Rum’lar bazı öldürme olaylarına karışır. İpsiz Recep de Rum eşkıyalarından üç kişiyi öldürür.

Ruslar geri çekilirken ellerindeki silahların bir kısmını bölgedeki Rum’lara ve Ermeni’lere veriyor, onları silahlandırıp bölge halkına baskı uygulayarak bölge insanını göçe zorlayıp yerine göçmen Rum’ları yerleştirerek bölgedeki Türk’leri azınlık durumuna düşürüp bir ”Pontus” devleti hayalleri kuruyorlardı.(1)

Karadeniz de ki duruma genel bir bakış açısı için Yorgo Andreadis şöyle tespitlerde bulunuyordu.”1916 Baharında Rus’lar Trabzon’a geldiğinde Rus’larla aynı yörede olanlar yeniden doğmuş gibiydiler ve sanki cennette yaşıyorlardı…”der. Bölgedeki “Pontus” çetelerinin faaliyetlerinden bahisle de şunları yazar:”Kaptan Haralambidi Dimitro başkanlığındaki Rum direnişçilerle Osmanlı askerleri arasında korkunç çatışmalar oluyordu. Bir çatışmada kaptan yaralandı, kardeşi ve oğlu öldürüldü. Osmanlı çok ağır kayıplar verdi, tam sekiz yüksek rütbeli subay öldürüldü.”diyerek o günün Karadeniz’inden tablolar çizer.

Ruslar Bolşevik devrimi ile geri çekilmek zorunda kalınca “Pontus” hayallerinin yıkılışını da şöyle ifade ediyordu:”Yüzyıllık hayaller bir anda yok olup gitti.”(2)

Bölgedeki Rum ve Ermeni’lerin baskın, soygun ve katliamları başlayınca bunlara karşı milli direnişçi güçler de oluşturulur. İşte İpsiz Recep çetesi de 1916 yılında Rize de İslampaşa da teşkilatlanarak haçlı beslemelerine karşı çeteler oluşturmuştur.

“İpsiz Recep Çetesi” denilen milli kuvvetler yaklaşık 1500 gönüllü vatanseverlerden oluşuyordu. Bunlar Sakarya, Kadırga bölgesinde çıkan olaylarda isyanların bastırılmasında önemli görevler yapmışlardır.

Recep emice Sakarya, Ereğli, Boğaziçi gibi değişik yerlerde düşmanın silah depolarına baskınlar yapıyor, düşmana huzur vermiyor, işbirlikçilerin uykusunu kaçırıyordu. Bunlardan 18 işbirlikçiyi Belgrat ormanlarında infaz edince şöhreti her tarafa yayılır.

Recep Emice’nin vatan sevdasındaki samimiyetini ve cesaretini bilen Kandıra kaymakamı ile yüzbaşı Raif Bey onu ikna ederek “Kuvva-i Milliye” saflarına katarlar.

Recep emice mahkûmlardan faydalanıp onlara “pranga’da yaşamak mı, düşmanla vuruşmak mı?”diye sorar ve sizi “hürriyetinize kavuşturacağım siz de milletinizi hürriyetine kavuşturacaksınız, karar sizin” der. Rize, Trabzon ve Sinop cezaevindeki mahkûmlardan ekibine adamlar alır.

Recep Emice Beykoz ve civarındaki çete ve işbirlikçilerine büyük bir darbe vurduktan sonra İstanbul’dan Anadolu’ya silah ve cephane ulaştırma işine devam eder.(3)

Ancak, Karadeniz o günlerde düşman gemileri ile kaynamaktadır. Bunların içinde uçakların havlanıp, Samsun, Ereğli, Zonguldak gibi yerlerde bildirirler attıkların bilinen İngiliz, Fransız uçak gemilerinden tutun,50 kruvazör,4-panter sınıfı muhrip,4-Niki sınıfı muhrip, yardımcı kruvazörlerle Averof ve Kılkış gibi zırhlılarla doluydu.

Ağır şartlarda düşmanla mücadele edip Anadolu’ya silah ve cephane ulaştıran Recep Emice’yi yakalamak için Fransız’lar 1920 baharında ”HOVA” adlı muhriplerini görevlendirip Kefken’e yollarlar. Çete bir gün boyunca “HOVANIN” top atışlarına silahla karşılık vererek karaya çıkmalarına izin vermez. Gece olunca çete elemanlarından biri suya girerek gemiye yaklaşır ve geminin projektörlerini tahrip edince gemi başarısız olarak geriye dönmeye mecbur kalır.

İpsiz Recep çetesi iki Fransız gemisini kaçırmayı planlar ancak gemiden ateş açılınca planları bozulur. Küçükağız bölgesinde bir Yunan gemisi yük boşaltırken baskın düzenleyip gemiyi Kefken’e getirirler içindeki cephane ve malzemeye el koyarlar malzemeyi halka dağıtıp cephane Anadolu’ya ulaştırılır

Çete zaman zaman düşman gemilerine baskınlar düzenler.1920 yılında Ruslara ait 400 tonalitoluk arpa yüklü motoru esir alıp yine Kefken’e çekerler. Yüke el koyup arpayı halka dağıtırlar.(4)

Kara günler gelip geçmiş, kurtuluş savaşı kazanılmıştır. Recep Emice’ye arazi verilir. Recep Emice araziyi adamlarına dağıtır. Sakarya nehri kenarında kendine ayırdığı 6 dönüm arazi üstündeki küçük bir evde ömrünü geçirmeye başlar.

Karadeniz’de büyüklere saygı için “EMİCE” denildiğinden Atatürk İpsiz Recep’e emice adını takar. Halk ise elinde avucunda ne varsa fakir fukaraya verdiği, kendisini düşünmediği için İpsiz Recep der.

Bir gün Recep Emice’nin Ankara dan misafirleri gelir, emice ziyaretçileri dinler ve gülümseyerek derki:” Efendiler biz işimizi tamamladık, bütün cephelerde dik duran başımızı siyasette eğmeyiz. Tilkinin pazarda işi yoktur.Gazi paşaya hürmetlerimi arz ederim…”

Mustafa Kemal ise Emice’yi mükâfatlandırmayı arzu eder. Emice: ”Ne yaptıysam vatan için yaptım.” diyerek verilmek istenenleri de kibarca kabul etmez. Kendine bağlanan 250 lira aylığı da Tayyare cemiyetine bağışlar. Bir süre sonra kendine verilen istiklal madalyasını da kabul etmez.

Şimdi çağların üstünden atlayıp Asr-ı saadete gidiyoruz, orduya donatmak için Sahabeyi kirama müracaat eden Hz.Muhammed (SAV)e bütün malını teslim eden Hz.Ebu Bekir deki ruhu Karadeniz’in iman ve inanç abidesi Recep Emice’de görüyoruz.

Bu ruh bu milletin bekasının teminatı olan ruhtur, bu ruh Anadolu’yu vatan yapan, vatan olarak tutmasını bilen ruhtur. Bu ruhu bir vekillik, bir koltuk uğruna takla atan, Liderler önüne eğilerek yerlere yatan, yollarından sapan, paraya pula tapan, her türlü “YABAN”lar anlamaz, anlama yamaz…

Recep emicelere dua ve fatihalarınızla…Hoşça kalın!...

 

Faydalanılan Kaynaklar

1-Yusuf Karslıoğlu:Doğu Karadeniz Tarihi

Otokton Halkları ve Etnik Yapısı s.530-531-The Universal Yayınları

2-Yorga Andreadis-Tolika ”Bacikam al beni” Belge uluslararası Yayıncılık s.43-44-52

3-Yusuf Karslıoğlu A.g.e.s.32

4-Yrd.Doç. Dr. Rahmi Doğanay-Milli Mücadelede Karadeniz

1919-1922- Atatürk Araştırma Merkezi.s.173-174-302

Not:Önümüz sayılarda İpsiz Recep Çamgölünde.

       

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 19mayisgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.