İslam'ı din olarak seçme şerefine nail olanların mesnedleri; Kur’an, sünnet, akli ve nakli delillerdir. Kur’an ve sünnete göre de Müslümanlar kardeştir. İtikad, ibadet ve ahlakı kuralları ile İslam da dünyevi ve uhrevi iyilikler, güzellikler, doğru olanlar emredilir. Kötülükler, azgınlıklar, yalanlar, yanlışlar yasaklanır. İslam Dini dünya ve ahiret saadet ve mutluluğunu te’min için gönderilen bir kuruluştur. Bu nedenle de; bu dinin içinde ve mensuplarının yaşantılarında huzur bozacak, mutluluklara gölge düşürecek söz ve davranışlara yer yoktur. Efendimiz(A.S); fitneyi uyuyan yılana benzetmiş ve uyandırılmasını istememiştir. İslam'ın bu ahlak anlayışına ışık tutan ayetlerden biri de; ”Allah’a iman ettim de sonra da dost doğru ol.” Ayetidir.Bu ışıktan aydınlanan biz mü’min ve Müslümanlar da;günde beş vakit namazda. ”Bizi sıratı mustakıma hideyet buyur!” Mealindeki ayeti okur, dua ve niyazda bulunuruz. Müslüman'ın yolu İslam'ın yoludur. Bu yol da sıratı mustakimdir. Bu yolda zülme, zalimliğe, yalana, iftiraya, gıybete, çamur atmaya,söz getirip götürmeye faydasız, gereksiz söz ve davranışlarda bulunmaya mahal yoktur. "Hakkında kesin bilgin olmayan işin peşine düşme. Çünkü; kulak, göz, kalp bunların hepsi ondan mesuldür.” Sözü Allah’ın buyruğudur. Mü’minlerin üsluplarında, hayatlarında, düşüncelerinde, sözlerinde, iş ve amellerinde araştırma, tespit etme, dikkat etme gibi unsurları içermesi esastır. Allah’u Teala bütün işlerimizde araştırmayı, dikkati, tam tespit etmeyi ve ayan beyan kılmayı emreder. Kendi nefsimiz başta olmak üzere zulmetmeyi de yasaklar. Bu yasaklama yalan şahitliğini,iffetli kadın ve erkeklere leke sürmeyi, insanları günahsız oldukları durumlarda suçlamayı, töhmet altında bırakmayı da içine alır. “Bir kimse bir mü’mine onda olmayan bir şeyi onu ayıplamayı murad ederek isnad etse, Allah o kimseyi dediği şeyden çıkıncaya kadar Cehennemin üzerinde hapseder.” Mealindeki hadisi şerif çamur atıcıların, karşısındakinden bir şey eksiltmek isteyenlerin cezasız kalmayacaklarını açıklar. Bilinmelidir ki iyi ya da kötü, küçük ya da büyük hiçbir şey hesap dışı değildir. “Çamur at izi kalır” Sözünün söylenmesi kolay olduğu kadar vebali kolay olmaz. Zira kardeşlik ölçülerine sığmaz. Bu ölçüde kendin için istediğini kardeşin için de istemek, kendin için istemediğini başkaları için de istememek, el ve dil ile başkalarına zarar vermemek vardır. Ölçü tanımamazlığın acı sonuçları ise kaçınılmazdır. Velid B. Ukbe zekat toplama memuru olarak Beni Müstalik Oğulları’na gösterilmişti. Kendisini topluca karşıladıklarından şüpheye düşerek bunlar İslam'a ve zekata baş kaldırmışlar zannı ile geri dönmesi ve durumu zannına göre Peygambere anlatması üzerine Peygamber (A.S)’nin Halid Bin Velid’i durumu anlamak ve gereğini yapmak için gönderilmesi ve olayın zannedildiği gibi olmadığı anlaşılması üzerine ”Ey iman edenler, eğer size bir fasik (günahkar, günah işlemekten korkmaz) biri bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın.” Mealindeki ayet nazil olmuştu. İslam’da gıybet, iftira, buhtan, söz getirip götürmek, ara açmak, fitne çıkarmak, dedikodu yapmak, zanna dayalı kanaat yürütmek, yalan söylemek gibi söz ve davranışlar helal değil haramdır. Ey Allah’ım! Bizi sıratı mustakime hidayet et. Bizi sözün doğrusunu söyleyenlerden ve güzel olanına tabi olanlardan kıl. Bizi ve bütün geçmişlerimizi af eyle!