“Muttakîler, bollukta da darlıkta da infakta bulunurlar. Öfkeyi yutan ve insanların kusurlarını affeden kimselerdir. Allah Teâlâ da ihsan edenleri sever.” Kur’an-ı Kerim "Öfkelendiği zaman bağışlayanlar"ı övmektedir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Öfke şeytandandır, şeytan da ateşten yaratılmıştır, ateş ise su ile söndürülmektedir; öyleyse biriniz öfkelenince hemen kalkıp abdest alsın.” buyurmuştur.
Allah’ın son dini olan İslam, insan hayatını düzenlemek için gönderilmiştir. Bu bakımdan dünya ve ahiret saadetine ermek isteyen her müslüman, yaşayışını, söz ve davranışlarını İslam’a göre düzenlemek mecburiyetindedir. Bilindiği gibi insanlar farklı yaratılmışlardır.
Gerek beden ve gerekse ruhi bakımdan hiç biri diğerinin aynısı değildir. Her birinin kişiliği, karakteri, temayülü, inancı, düşünme biçimi, hayat tarzı, sevdiği ve sevmediği şeyler farklıdır. İşte insanların bu farklılıklarını anlayışla karşılamalarına “hoşgörü” diyoruz.
Hoşgörü; kolaylık ve lütuf ile muamelenin bir ileriki safhası, insanınn kendinden fedakarlık yapmasıdır. Sadece iyilik yapmakla yetinmeyip karşıdakinin bazı kusur ve hatalarına sabredip hoş karşılayabilmek, insanlara genel ve özel manada tahammül edebilmektir.
Bu âlemde her türlü düşünce olacaktır. Yüce mevlamız (cc) öyle dilemiştir. İstesek de istemesek de dünyada iyilikler de bulunacaktır kötülükler de. İnananlar da olacak inanmayanlar da. Allah inananlara hayat hakkı tanıdığı gibi, inanmayanlara da hayat hakkı tanımıştır. İnanlara rızık verdiği gibi inanmayanlara da vermiştir. Bu ilahi bir kanundur.
Dinimizin esası da sevgi üzerine kurulmuştur. “Yaratılanı sev yaratandan ötürü.” “Gelin birlik olalım, işi kolay kılalım. Sevelim, sevilelim. Dünya kimseye kalmaz.” ifadeleri önemlidir.
Sevgi, kin ve nefretin zıttıdır. Kin ve nefret sahibi olanlar sevgiden yoksundurlar. Sevgiden yoksun olan kimseler de hoşgörülü olamazlar. Sevgi insanın kendini bilmesi, kendi benliğine kavuşmasıdır. Onun için sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) “İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe gerçekten iman etmiş olamazsınız.” buyurmaktadır.
Hoşgörüyü gerçekleştirecek olan esaslardan biri de insanların kusurlarını örtmektir. Dinimiz müminleri buna teşvik etmektedir. Nitekim Peygamber efendimiz (s.a.v.) hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuştur: “Kim bir müslümanın ayıp ve kusurunu örterse, kıyamet gününde Allah da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter.”
Hoşgörüyü sağlayacak bir diğer husus da affedici olmaktır. Affetmesini bilmeyen hoşgörülü olamaz. Bunun tersini söylemekte mümkündür. Hoşgörülü olan affedici olur. Yüce dinimiz islamiyetin en bariz vasıflarından biri de affedici olmaktır. Peygamberimiz (s.a.v.)’ duasında yer bulan ifadesiyle: “Allah’ım sen çok affedicisin. Affetmeyi seversin. Beni bağışla.” Allah affedicidir affedenleri de sever. Sevelim, sevilelim, hoşgörelim, affedelim.