İnsanın mükerremliği Kur’an-ı Kerim’in beyanıyla sabittir. Allah Teala insanı mükerrem, şerefli ve onurlu olarak yarattığını ve bu yüzden diğer yaratıkların çoğundan üstün kıldığını, mükerrem olduğunu ifade buyurmaktadır.
Öyleyse “mükerrem olmak ne demektir?”
Mükerrem olmak demek;
Allah’ın halifesi olarak yeryüzünü imaret etmek için var olmak demektir.
Allah’ın eliyle yarattığı varlık demektir.
Göklerin, yerin ve dağların çekemediği ağır yükü sırtlanmak; ilahî emaneti yüklenmek demektir.
Göklerde ve yerde bulunan her şeyin ilahî bir rahmet olarak insana verilmesi, her şeyin onun emrine müsahhar kılınması demektir.
Gaye varlık olmak demektir. Bu âlemin var olması insan içindir. İnsanın var olması da Hakk’a kulluk içindir. Bu yüzden insan Hakk’a kulluğu kadar mükerremdir. Nefse ve yaratıklara kul oldukça gerçek değerini yitirir.
Allah’ın topraktan yaratıp kendi ruhundan nefh ederek onurlandırdığı varlık olmak demektir.
Dolayısıyla insan bedeniyle de, ruhuyla da mükerrem ve onurludur. İnsanın beden ve suret itibarıyla mükerrem ve en güzel bir biçimde yaratılması, organlarına mütenasip bir suret verilerek onurlandırılmasıdır.
İnsan bedeniyle mükerrem ve onurlu olduğu için onun şerefini zedeleyecek her türlü muamele Allah’ın yasakladığı hususlardır.
Allah’ın koyduğu fıtrat gereği insanın O’na kulluğa yönelmesidir.
Yaratılanlarla ilişkide mükemmel olmak demektir. Rahman’ın arşı mesabesinde gönül taşıyan insanın kâinattaki hemcinslerine ve diğer varlıklara bakışı, Allah’ın Rahman ismi gereği olmalıdır.
O nasıl inanan-inanmayan, kulluk eden ve etmeyen herkese Rahman ismi gereği nimet sofrasını ve rahmetini açıyorsa mükerrem insan da gönlünü herkese açmalıdır. Karşısındakini karşılıksız sevmeyi ve ona vermeyi bilmelidir. Kimseyi hor görmemeli, herkesi aziz bilmelidir.
Güçlü-güçsüz, sağlıklı-hastalıklı, bilgili-cahil, varlıklı-yoksul herkesi saygın, onurlu ve değerli görmek demektir.
Mükerremlik ve insani onur, birlikte yaşama sırasında başkalarına gösterilecek hoşgörüdür. Mükerrem bir mümin yüreği, Allah’ın kullarına karşı hüsnüzan besler, değer verir, güzel muamelede bulunur.
Toplumda ırk, din, dil ve cinsiyet ayrımı gözetmeden bütün insanlarla iyi geçinmektir. Herkese karşı güzel söz ve hüsnümuaşeret içinde bulunmaktır.
Sevgi ve kardeşlik duygularıyla insanlarla kaynaşmak, düşmanlıkları sona erdirmektir. Allah’ın kıymet verdiği insanı küçük, değersiz ve onursuz görmemektir.
Herkese Allah’ın yarattığı mükerrem ve onurlu bir varlık olarak bakmak, yaratılanı yaratandan ötürü sevmektir.
İnsan olmak demektir.
İnsanca yaşamaktır.
(Prof. Dr. H.Kamil Yılmaz’ın, Nisan Ayı, Diyanet Aylık Dergi’deki makalesinden alıntı yapılarak hazırlanmıştır.)