45 Yıllık Bir Söz, 45 Yıl Sonra Gelen Bir Kalem
45 Yıllık Bir Söz, 45 Yıl Sonra Gelen Bir Kalem
Öğrencisinin kalbinde bir ukde olarak kalan o hediye, yıllar sonra gözyaşlarıyla teslim edildi. Samsun’un 19 Mayıs ilçesinde, yıllar öncesinden kalan bir hatıra, bir öğretmenin vefasıyla yeniden can buldu. 45 yıl önce birinci sınıf öğrencisine verdiği sözü unutan emekli öğretmen Neşet Balakçı, aradan geçen neredeyse yarım asra rağmen o sözü yerine getirdi. O öğrenci ise bugün 19 Mayıs İlçe Milli Eğitim Müdürü olan Ömer Demirkol’du.
Bir Çocuk Kalbinde Kalan Ukde
Ömer Demirkol, 1975’li yılların ortalarında Tepeköy İlkokulu’nda birinci sınıf öğrencisiydi. Henüz eğitim hayatının başında, okumayı öğrenme heyecanıyla dolu günlerinde, öğretmenleri Neşet Balakçı sınıfa dönüp şöyle demişti:
“İlk okumaya geçen öğrencime çıngıraklı bir kalem hediye edeceğim.”
Küçük Ömer o günlerde büyük bir gayretle çalıştı, sınıfta ilk okumaya geçen öğrenci oldu. Ancak öğretmeni, yoğunluk ve günlük telaşlar arasında bu sözü unutmuştu.
Yıllar sonra o günleri anlatan Demirkol, duygularını şöyle ifade etti:
“Her sabah öğretmenimin eline bakardım, acaba o çıngıraklı kalemi getirdi mi diye. Günler geçti, ama o kalem gelmedi. Küçüktüm, bir şey diyemedim. Ama içimde hep bir ukde olarak kaldı.”
45 Yıl Sonra Gelen Sürpriz
Aradan yıllar geçti. Öğrenci büyüdü, eğitimci oldu, nice çocuklara ilham verdi.
Derken kader, o iki insanı yeniden buluşturdu.
Ömer Demirkol, yıllar sonra öğretmeniyle karşılaştığında, çocukluk anısını gülümseyerek paylaştı.
Neşet Balakçı ise o anda hem şaşkınlık hem de mahcubiyet yaşadı. Unuttuğu o küçük hediyeyi, öğrencisinin hiç unutmadığını fark edince duygulandı.
Bu olaydan sonra Balakçı, verdiği sözü tutmak için yollara düştü. İstanbul’da, Ankara’da, Samsun’da çıngıraklı kalem aradı. “O yıllardaki gibi bir kalem bulmak kolay değildi.” diyordu. Ancak pes etmedi. En sonunda Bafra’da aradığı kalemi buldu. 45 yıl önce unuttuğu hediyeyi, artık İlçe Milli Eğitim Müdürü olan öğrencisine kendi elleriyle teslim etti.
“Öğretmenlerin Hakkı Ödenmez”
Demirkol, öğretmeninden o kalemi alırken yaşadığı duyguları şu sözlerle dile getirdi:
“Çok mahcup oldum ama bir o kadar da onur duydum. Düşünün, 45 yıl önce verdiği bir sözü unutmamış. Öğretmenlerin hakkı ödenmez; üzerimizde emekleri, sevgileri, sabırları çoktur. Hocamın bu davranışı, bana bir kez daha bunu hatırlattı. Gurur duydum, duygulandım, minnet duydum.”
Neşet Balakçı da o anlarda gözyaşlarını tutamadı.
“Bir öğrencimin kalbinde bu kadar yer etmiş bir sözü unutmuşum. Bunu bilmek hem mahcup etti hem de mutlu etti beni. Ne mutlu bana ki, böyle bir öğrencim var.” dedi.
Bir Kalemden Fazlası
O küçük çıngıraklı kalem, artık sadece bir kırtasiye ürünü değil.
Bir öğretmen sözü, bir çocuk kalbi, bir hatıranın yıllara meydan okuyan hikâyesi oldu.
Eğitimin yalnızca bilgi vermek değil, gönüllerde iz bırakmak olduğunu bir kez daha hatırlattı.
Bu anlamlı buluşma, öğretmenlik mesleğinin kutsallığını ve insan hayatına dokunan gücünü bir kez daha gözler önüne serdi.
Bir söz, bir kalem, bir ömürlük hatıra...
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

