Saadet Partisi Kadın Kolları tarafından yapılan açıklamada, Türkiye ekonomisinin son yıllarda ağır bir süreçten geçtiği vurgulandı. Gıda, kira ve eğitim gibi temel harcamalara erişimin her geçen gün zorlaştığı belirtilirken, aile bütçelerinin ayın yarısını dahi taşımakta güçlük çektiği ifade edildi.

Resmî verilere göre gıda enflasyonunun yüzde 36’ya ulaştığı hatırlatılan açıklamada, bir ailenin sofrasına giren ürünlerin bir yıl içinde neredeyse yüzde 40 oranında zamlandığına dikkat çekildi. Geçen yıl asgari ücretle zor da olsa bir aylık mutfak alışverişinin yapılabildiği, bugün ise aynı ücretle bunun yarısının dahi karşılanamadığı belirtildi.

Açıklamada, en düşük gelir grubunda gıdaya ayrılan payın yüzde 36,6’ya yükseldiği, yüksek gelir grubunda ise bu oranın yalnızca yüzde 14,5 olduğu vurgulandı. Bu tablonun hayat pahalılığının en ağır yükünü dar gelirli kesimlerin taşıdığını açıkça ortaya koyduğu ifade edildi. Et, peynir, yağ ve bakliyat gibi temel ürünlerin dahi birçok aile için ciddi bir mali yük hâline geldiği kaydedildi.

Eğitim enflasyonunun yüzde 66’ya ulaşmasının çocuklu aileleri daha da zorladığı belirtilirken, ekonomik sorunların temelinde üretimden uzaklaşıp tüketime ve ithalata dayalı bir yapının yer aldığına dikkat çekildi. Cevizden mercimeğe, nohuttan sanayi girdilerine kadar pek çok ürünün ithal edilmesinin maliyetleri artırdığı ve Türkiye’nin ekonomik direncini zayıflattığı ifade edildi.

Şirket kapanışlarındaki artışa da değinilen açıklamada, kurulan şirket sayısının azalırken kapanan şirket sayısının arttığı, konkordato başvurularının yüzde 72 oranında yükseldiği belirtildi. Bu tablo karşısında Yerli Malı Haftası’nın yalnızca sembolik bir gün olmadığı, Türkiye’nin üretim gücü ve ekonomik bağımsızlığı açısından bir farkındalık çağrısı taşıdığı vurgulandı.

“Bir ülke kendi ürününü üretemiyorsa, kendi fiyatını da belirleyemez” ifadelerine yer verilen açıklamada, tarım ve sanayide dışa bağımlılığın enflasyon ve işsizlik sorunlarını derinleştirdiği belirtildi. Vergi sistemindeki adaletsizliğe de dikkat çekilerek, toplanan vergilerin yüzde 85’inin dar gelirli vatandaşlardan alındığı, 2026 bütçesinde öngörülen vergi gelirlerinin yüzde 21’inin faize ayrılmasının kamu kaynaklarının millete geri dönmediğini gösterdiği ifade edildi.

Kadınların ekonomi içindeki rolüne özel vurgu yapılan açıklamada, ev ekonomisini en iyi yöneten kesimin kadınlar olduğu belirtilerek, yerli ürün tercihinin aile bütçesine etkisini en iyi kadınların gördüğü ifade edildi. Bu kapsamda Saadet Partisi Kadın Kolları’nın Yerli Malı Haftası’nı bir bilinç kampanyasına dönüştürdüğü açıklandı.

Açıklamada, yalnızca “yerli ürün tüketimi” çağrısı yapılmadığı, bunun ötesinde adil ve üretim odaklı bir ekonomik düzen talep edildiği vurgulandı. Bu çerçevede; temel tarım ürünlerinde dışa bağımlılığı azaltacak üretim seferberliği, yerli üreticiyi koruyan fiyat politikaları, aile bütçesini rahatlatacak uygun maliyetli yerli ürün desteği, kadın girişimciliğini ve yerel kooperatifleri güçlendirecek kalıcı programlar ile çocuklara ve gençlere yerli üretim bilinci kazandıracak eğitim çalışmaları talep edildi.

Açıklama, “Yerli malı, yerli üretim ve adil ekonomi bu ülkenin hem geçmişi hem de geleceğidir” vurgusuyla sona erdi. Saadet Partisi Kadın Kolları, üretimi güçlendiren ve ailelerin nefes almasını sağlayan bir ekonomik düzen için çalışmalarını sürdüreceklerini ifade etti.