ZİRAAT ODASI BAŞKANI KONUŞ’TAN AÇIKLAMA

Bütün dünyanın günümüzde üzerinde ittifak ettiği en önemli konulardan biri gıda sektörünün enerjiyle birlikte dünyanın önemli sektöründen biri haline geldiğidir. Gıda güvenliğini sağlayan ülkeler şanslı ülkelerdir. Her zaman söylediğimiz gibi gelecekte gıdaya hükmeden ülkeler dünyaya da hükmedecektir. Tarım sadece gıda üretimiyle de sınırlı kalmıyor. İstihdam sağlıyor, ihracat sağlıyor, bir çok sektöre hammadde sağlıyor. Yani tarım geliştikçe sadece çiftçiler değil bağlı olduğu bütün sektörler ve nihayetinde ülkelerde gelişiyor,zenginleşiyor. Bu açıdan tarımın barındırdığı potansiyellerle ülkemiz içinde fevkalade önemli bir sektör ve istihdamda sağlıyor. 75 milyon ülke nüfusunu ve 40 milyon turisti besliyor ancak varmak istediğimiz hedefler, alınması gereken daha çok uzun yollar,çözülmesi gereken yapısal sorunlarımızın da olduğu muhakkak hedeflerimiz dikkate alındığında ve sorunlar çözümlendiğinde tarım sektörü büyüyecek sadece kamuya bırakmayacağız. Sektörün en önemli meslek kuruluşu olarak çalışmalarımızı bu bilinçte geceli gündüzlü sürdürüyoruz bilmiyoruz ki sorunlarımız çözüldükçe hem üreticimiz hemde ülkemiz kazanacak. Değerli üretici kardeşlerim bir yanda sorunlarımızı çözme uğraşı içinde olurken bir başka mücadelemiz ise elimizdeki kaynaklara sahip çıkmak, Allahın bu ülkeye ülke insanımıza bahşettiği doğal zenginliklerimizi havayı suyu toprağı koruma mücadelesidir. Verimli  arazilerimizi koruyamaz ve suyumuzu kirletir israf eder heba edersek. Nasıl üretebiliriz? Evet tarım topraklarının korunması, kullanılması sanki çiftçinin sorunuymuş gibi algılanabilir ama öncelikle bizim sorunumuzdur. Ancak bu sorun uzun vadede herkesin,her sektörün ve bu ülkeninde önemli bir sorunudur. Bu böyle bilinmeli bu bilinçle her kesimce kabul edilmelidir.  Tarımın en ufak bir sorunu bile çiftçilerimizin üreticimizin olduğu kadar ülkemizinde sorunudur. Sorumlular karşısında elde edilen her başarı sadece sektörümüz adına değil bütün ülkemiz adınadır. Tarım açısından her tehlikeli durumda çözülmesi gereken bir durumdur. Bu gerçekler bize toprağımızı çok iyi korumamız,önlemler almamız ve kullanmamız gerektiğini bir kez daha hatırlatıyorum. Yerel yöneticilere de büyük sorumluluklar düşüyor. Bu sorumluluk sadece bugünün sorumluluğu değil bu sorumluluk geleceğimizin,gelecek nesillerin,torunlarımızın da sorumluluğu aynı zamanda toprakla ilgili yetki kullanan bütün herkesin bu bilinçle hareket etmesi kararlarını bu sorumluluğun gerekçelerini yerine getirecek yerine getirmeleri en büyük beklentimizdir. Toprağımıza en büyük darbe vuran etkenlerin en başında erezyon geliyor. Üretimdeki vazgeçilmez önemine rağmen bölgemizde toprağın korunmaması özellikle toprağın aşınması, taşınması ve çoraklaşması, drenaj yetersizliği gibi nedenlerle yararlanılamaz hale geliyor. Bir yandan da tarımsal amaçlar dışında kullanımlarla ise kirletiliyor. Tarım topraklarımızın sınırlı ve arttırılamayacağı ortadaken yapılabilecek en kolay şey koruyup kollamaktır. Bir çok ülkenin milyar dolarlık bedelle başka ülkelerin topraklarını kiralayıp satın aldığı günümüzde bizim kendi toprağımıza  sahip çıkmamız kadar hayati önem de başka bir konumuz olamaz. Olmamalıdır.  Bir çok ülke tarım toprakları ararken biz şuursuzca toraklarımızı betonlaştırıyoruz. Tarımın önemini vurgulamak açlık tehlikesine bunun yanında aşırılığa ve israfa dikkatleri çekmek için bir vesile oluşturuyor. Bölgemizde kadın çiftçilerimizin önemi,onların emeği asla inkar edilemeyecek derecededir. Kendilerine verdiğimiz bu önem çerçevesinde kadın çiftçilerimize zirai kredilerde, devlet desteklerinde, projelerde öncelik ve ayrıcalık tanınması yıne bu noktada bir başka talebimiz ise kadın çiftçilerimizin ödemesi gereken sigorta pirimleri içinde poziti ayrımcılık yapılması ve pirim miktarlarının %50 si devlet tarafından karşılanmaktadır.Bütün çiftçilerimize doğal afetten ve bütün olumsuzluklardan uzak olmalarını, bol ve bereketli kazançlar diliyorum”dedi.