petshop
kurtköy escort

deneme bonusu veren siteler deneme bonusu 2023 deneme bonusu veren siteler

AYIP YAZI

Gündem 15.12.2021 - 16:36, Güncelleme: 10.02.2023 - 01:39 2114+ kez okundu.
 

AYIP YAZI

Bilindik yöntemlerle bir canlıyı dünyaya getirmenin veya ona bir isim koymanın, anne baba olmak için yeterli olmadığını artık hepimiz biliyoruz.
Acıları, başarıları, yalnızlıkları, mutlukları ve daha birçok duyguyu uzun yıllar yaşayacak bir organizmayı dünyaya getirmenin sorumluluğunu düşündükçe, normal bir insanın gözüne uyku girmemesi gerekir herhalde. Evlat, elbette ki her ailenin en önemli, en değerli hazinesidir. Gözünüz gibi sakındığınız, karşılıksız sevdiğiniz ve dokunduğunuzda içinize aydınlık dolduran bir ışık parçası adeta. Onları sevmek ve sevdiğimizi göstermek gibi bir yükümlülüğümüz var onca sorumluluğumuzun dışında. Büyükler içinden sever saçmalığı yüzünden kaç masum yüreğin yalnızlık içinde kıvrandığını ve ne büyük acılarla baş başa kaldığını düşünmek bile istemiyorum. Patolojik rahatsızlıklar dışında, her canlının olumlu ya da olumsuz birçok davranışında ebeveynlerinin payı olmadığını söylememiz maalesef mümkün değildir. Anadolu’da çok yakın tarihe kadar, hatta bazı bölgelerde hâlâ devam eden ‘Büyüklerin yanında çocuk sevilmez’ gibi yürek burkan bir kural var. Çıkış nedeninin; savaş yıllarında çocuklarını kaybeden aileleri üzmemek için olduğu söylense de daha sonraki yıllarda bu durum bir gelenek haline geldi. Belki de ülkemizde savaşlar nedeniyle ölen çocuklar hiç bitmediği içindir. Bilemiyorum. Bu geleneğin tezahürü olarak; özellikle ebeveynleri ile iletişim kuramayan ve büyük bir yalnızlık içinde büyüyen nesiller ortaya çıktı. Bu öyle bir durumdur ki; yakınınızdadır ama yanınızda değildir, ondan bir parçasınızdır ama asla ona dokunamazsınız. Bu nedenle eğer çoğalmak istiyorsanız, bazı temel sorumlukları göze almanız gerekmektedir. Hiçbir şey bilmediği bir dünyaya çocuk getirip, yine onu bilinmezliğin içinde bırakmak caniliktir mesela. Tanımadığı ve her şeyi tehdit olarak gördüğü bir dünyaya çocuk getirip, onu bu tehlikelerle baş başa bırakmak vahşiliktir mesela. Sorduğu sorulara cevap verip dünyayı tanımasına yardımcı olmayacaksanız, bilmediği bir yaşam içinde korktuğunda ona sarılmayacaksanız, çocuk sahibi olmayın kardeşim. Gözüne baktığınızda sevginizi htirmeyecekseniz, karşılıklı oturup kahkahalarla gülmeyecekseniz ve herhangi bir olumsuzlukta ona güveni tattırmayacaksanız, sevişmeden önce korunun kardeşim. Kendi yapamadıklarınızı ona yaptırmaya çalışacak ve başaramadığında aşağılayacaksanız, haftada en az bir gün onunla sarılıp uyumayacaksanız ve bir şey anlattığında dinlemekten sıkılacaksanız, kimse sizin saçma sapan duygularınıza ortak olmak zorunda değil. Kendinizi kısırlaştırın kardeşim. Çocuklarınızı sadece başarıları ve sahip oldukları mülk üzerinden takdir edip 2+1 daire gibi davranacaksanız, ilerleyen yaşlarında sürekli mirasınız ile tehdit edecekseniz ve çocuk sahibi olmayı sadece sayıdan ibaret görecekseniz, ev alın çocuk yapmayın kardeşim. Bugün ne yaptın ya da neler yaşadın diye sormayacak ve zorunda kalmadıkça konuşmayacaksanız sizinde sorunlarınız var demektir. Jinekologdan önce psikiyatri’ye gidin kardeşim. Hiç bir çocuk, sizin yara bandınız ve asla sorumlu olmadığı problemlerinizin muhatabı değildir. Belki de sizin yüzünüzdendir, bugün sizin dediğiniz yerde/makamda olamaması. Belki de siz bir kere olsun ona değerli olduğunu hirmediğiniz içindir, sürekli hüzünlü olması. Belki de siz onu olduğu gibi kabul etmediğiniz içindir, insanlara daima şüpheci yaklaşması ve kalabalıklar içinde yalnız kalması. Ya da siz sürekli eleştirdiğiniz içindir, hiç sahip olamadığı özgüvenini sürekli araması. Demem o ki; çocuk sahibi olmak için ihtiyacınız olan organ, bildiğinizin aksine sadece yürektir.
Bilindik yöntemlerle bir canlıyı dünyaya getirmenin veya ona bir isim koymanın, anne baba olmak için yeterli olmadığını artık hepimiz biliyoruz.

Acıları, başarıları, yalnızlıkları, mutlukları ve daha birçok duyguyu uzun yıllar yaşayacak bir organizmayı dünyaya getirmenin sorumluluğunu düşündükçe, normal bir insanın gözüne uyku girmemesi gerekir herhalde.

Evlat, elbette ki her ailenin en önemli, en değerli hazinesidir. Gözünüz gibi sakındığınız, karşılıksız sevdiğiniz ve dokunduğunuzda içinize aydınlık dolduran bir ışık parçası adeta.

Onları sevmek ve sevdiğimizi göstermek gibi bir yükümlülüğümüz var onca sorumluluğumuzun dışında.

Büyükler içinden sever saçmalığı yüzünden kaç masum yüreğin yalnızlık içinde kıvrandığını ve ne büyük acılarla baş başa kaldığını düşünmek bile istemiyorum. Patolojik rahatsızlıklar dışında, her canlının olumlu ya da olumsuz birçok davranışında ebeveynlerinin payı olmadığını söylememiz maalesef mümkün değildir. Anadolu’da çok yakın tarihe kadar, hatta bazı bölgelerde hâlâ devam eden ‘Büyüklerin yanında çocuk sevilmez’ gibi yürek burkan bir kural var. Çıkış nedeninin; savaş yıllarında çocuklarını kaybeden aileleri üzmemek için olduğu söylense de daha sonraki yıllarda bu durum bir gelenek haline geldi. Belki de ülkemizde savaşlar nedeniyle ölen çocuklar hiç bitmediği içindir. Bilemiyorum.

Bu geleneğin tezahürü olarak; özellikle ebeveynleri ile iletişim kuramayan ve büyük bir yalnızlık içinde büyüyen nesiller ortaya çıktı.

Bu öyle bir durumdur ki; yakınınızdadır ama yanınızda değildir, ondan bir parçasınızdır ama asla ona dokunamazsınız.

Bu nedenle eğer çoğalmak istiyorsanız, bazı temel sorumlukları göze almanız gerekmektedir.

Hiçbir şey bilmediği bir dünyaya çocuk getirip, yine onu bilinmezliğin içinde bırakmak caniliktir mesela.

Tanımadığı ve her şeyi tehdit olarak gördüğü bir dünyaya çocuk getirip, onu bu tehlikelerle baş başa bırakmak vahşiliktir mesela.

Sorduğu sorulara cevap verip dünyayı tanımasına yardımcı olmayacaksanız, bilmediği bir yaşam içinde korktuğunda ona sarılmayacaksanız, çocuk sahibi olmayın kardeşim.

Gözüne baktığınızda sevginizi htirmeyecekseniz, karşılıklı oturup kahkahalarla gülmeyecekseniz ve herhangi bir olumsuzlukta ona güveni tattırmayacaksanız, sevişmeden önce korunun kardeşim.

Kendi yapamadıklarınızı ona yaptırmaya çalışacak ve başaramadığında aşağılayacaksanız, haftada en az bir gün onunla sarılıp uyumayacaksanız ve bir şey anlattığında dinlemekten sıkılacaksanız, kimse sizin saçma sapan duygularınıza ortak olmak zorunda değil. Kendinizi kısırlaştırın kardeşim.

Çocuklarınızı sadece başarıları ve sahip oldukları mülk üzerinden takdir edip 2+1 daire gibi davranacaksanız, ilerleyen yaşlarında sürekli mirasınız ile tehdit edecekseniz ve çocuk sahibi olmayı sadece sayıdan ibaret görecekseniz, ev alın çocuk yapmayın kardeşim.

Bugün ne yaptın ya da neler yaşadın diye sormayacak ve zorunda kalmadıkça konuşmayacaksanız sizinde sorunlarınız var demektir. Jinekologdan önce psikiyatri’ye gidin kardeşim.

Hiç bir çocuk, sizin yara bandınız ve asla sorumlu olmadığı problemlerinizin muhatabı değildir.

Belki de sizin yüzünüzdendir, bugün sizin dediğiniz yerde/makamda olamaması.

Belki de siz bir kere olsun ona değerli olduğunu hirmediğiniz içindir, sürekli hüzünlü olması.

Belki de siz onu olduğu gibi kabul etmediğiniz içindir, insanlara daima şüpheci yaklaşması ve kalabalıklar içinde yalnız kalması.

Ya da siz sürekli eleştirdiğiniz içindir, hiç sahip olamadığı özgüvenini sürekli araması.

Demem o ki; çocuk sahibi olmak için ihtiyacınız olan organ, bildiğinizin aksine sadece yürektir.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve 19mayisgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.