KENDİSİNİ DEĞİL, ÜMMETİ DÜŞÜNEN ERBAKAN

Erbakan Hocamız 27 Şubat 2011 tarihinde Hakka yürüdü. Peygamberimizin “Ölmüş olanlarınızı hayırla anınız” emri gereği bizler hocamızı hayırla anıyor, ona karşı teşekkür ve takdir görevimizi yerine getiriyoruz. Bunu Peygamberimizin “İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah’a da şükretmiş olmaz.” uyarısı gereği yapıyoruz. Allah, vefatının 4. senesinde Erbakan hocamıza rahmet eylesin, mekânını cennet, derecesini ali eylesin.

Hocamız, sol-sağ, alevi-sünni çatışmalarıyla birbirine düşman edilen milletimizi İslam kardeşliği etrafında yeniden bütünleştirmiştir. Rantiyecilerin değil, milletimizin, fakir fukaranın hizmetkârı olmuştur.

Hayatı boyunca bölünmelere, tefrikaya karşı çıkmıştır. Farklı grupları tek bir gaye etrafında toplamanın mücadelesini vermiştir. Adil Bir Düzenin kurulması için birlikte çalışalım, birlikte rahmet ayrılıkta azap vardır esasını hatırlatarak herkesi bir olmaya çağırmıştır. Çatışmacı, ayrıştırıcı değil, birleştirici olmuştur. Onun mücadelesi kişilerle değil, zihniyetlerle olmuştur.

Türkiye’de önemli dini guruplardan birisinin liderine MSP’den aday olması için teklif götürülür. Bu zat, yapılan teklifi kabul etmez. Erbakan Hocamız bu zata sorar: “Siz ne istiyorsunuz, ne için çalışıyorsunuz.” Zat: “Biz İslam’ı istiyoruz ve onun için çalışıyoruz.” cevabını verir. Hocamız: “Biz de İslam’ı istiyor ve onun için çalışıyoruz.” dedikten sonra: “Mademki aynı şeyi istiyor ve onun için çalışıyoruz, o zaman birlik halinde olalım ve gayemize ulaşmak için birlikte mücadele edelim” demiştir. Bu zatın cevabı şu olmuştur: “Biz sizinle birlikte olursak biz olmaktan çıkar ve sizin içinizde eriyip gideriz.” Hocamız ona şu cevabı vermiştir: “Bizi birbirimizin içinde erimeye engel olan şey ne ise, onu çıkarıp atmalıyız. O nefsaniyettir. Biz birbirimizin içinde erimeden birliğimizi nasıl sağlayabiliriz?” Hocamız bu teklifi Türkiye’nin önde gelen bütün siyaset, fikir ve kanaat önderlerine yapmıştır. Bu birlik teklifinin götürüldüğü önemli insanlardan birisi ise “Ben ne olacağım” diyebilmiştir.

 HOCAMIZ DİYOR Kİ

 “Milli Görüş bu ülkenin tek çözümüdür. Bu ülkenin Milli Görüş’ten başka bir çözümü yoktur. Şimdi dış güçler bu gerçekleri bildikleri içindir ki, bizim camiamızı engellemek için başvurdukları çalışmalardan biri, diğer partilere meylettirmektir. Saadet Partisi son imtihanı kazananların partisidir. Hak varken batıla heves edilmez.” vesselam.